28. Dönem Polis Koleji Birincisi: UĞUR
SALİM KARAMAN
‘O, koleje başladığı gibi, çok
sevdiği baba yadigarı mesleğini çok ama çok sevmiş, Hukuk fakültesini bitirip
yargı camiasında yüksek yargı organlarında üye/başkan olmayı elinin tersiyle
itmiş; Siyasalı bitirip kaymakam/vali olmayı hiç düşünmemiş; mesleğe başladığı
ilk günden itibaren il il, ilçe ilçe Anadolu’yu arşınlayıp polislik mesleğini
kendine ideal edinmiştir.’
Yıl
1975 aylardan Eylül. Ankara Anıttepe semtinde bulunan Polis Koleji 1975-76
eğitim dönemine girerken yurdun değişik yörelerinden/bölgelerinden okulu
kazanan 110 öğrenci 1. Sınıfa başlarlar. A-B-C olarak 3 sınıf oluşturulurken
1/A sınıfında 2091 numaralı Uğur Salim KARAMAN hemen hemen ilk derslerde
kendini gösterip, birinci yarıyıl/sömestr karne notlarında takdirname alırken
aynı zamanda devre birinciliği unvanını da tekeline alır.
İstanbul
ilinden Polis Kolejine gelen 09 Nisan 1960 İstanbul doğumlu Uğur Salim’in
babası Mehmet KARAMAN Çorum-Osmancık nüfusuna kayıtlı olup, İstanbul ilinde
trafik polis memuru (1985 yılında
emeklilik sonrası 2015 yılında vefat eder), annesi Emine hanım ev hanımıdır.
Uğur Salim (Ablası Gülten, erkek kardeşi
Uğur arasında) ailenin ortanca çocuğudur. İstanbul’da doğup, Diyarbakır’da
ilkokul sonrası İstanbul Kadıköy/Maarif Koleji mezunu olarak Ankara’ya Polis
Koleji ailesine katılır.
Dersler
konusunda ki başarısı onu Kolej bitiminde 28. Dönem devre birinciliğine
taşımıştır. Ancak tek handikapı Beden Dersi idi. Birde boy konusunda -arkadaşlarının çoğu devlet kesesinden yiyip
uzarlarken- O ise istikrarlı olarak aynı kalmayı başardı! Yıllığa geçen
sözleriyle “en öfkeli zamanlarda bile
hoşgörülü olabilme” yetisi ile “olabildiğince
çok ve tek tek insanları tanıyabilmek” istemini umarım uygulayabilmiştir.
(Bizler Kolej sürecinde yaz
tatillerinde gezi/seyahat amaçlı arkadaşlarımıza misafir olurduk. O yıllarda
otelde kalmak gibi bir lüksümüz yoktu. Özellikle benim gibi taşrada oturan
arkadaşlar için İstanbul gibi büyük şehir cazibe merkeziydi. 1978 yılı Kolej
bitiminde ÖSS sınavına İstanbul’da girecektim. Sınav öncesi İstanbul’a gitmiş
Uğur Salim’lerin evinde (Eyüp-Rami) misafir kalmış, Uğur’un mihmandarlığında
İstanbul’u gezmiştim. Babası Mehmet amcayı evlerine yakın bir kavşakta
üniformalı olarak trafiği tanzim etmesi hala hatırımdadır.)
Uğur,
1978 ÖSS sınavında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmış, o yıllarda
ekstern olarak adlandırılan devam edilmeyen bölüme kaydını yaptırmış, daha
sonra dönem içerisinde kaydını Ankara Hukuk Fakültesine aldırmıştır. İki sene
sonra yeniden ÖSS sınavına girip bu kez Siyasalı kazanarak kaydını SBF’ye yaptırır.
(Bense mesleğimizle hiç ilgisi bulunmayan
ve devam gerektiren ADMMA’nın gece bölümünü kazanmış, hukuk veya siyasal
tercihlerini kazanamadığım için kayıt yaptıramamıştım.)
Uğur
Salim -ile kolejde 3 yıl aynı sınıfta
okumuş, Enstitüye geçince yollarımız ayrılmış Uğur (A), ben (B) sınıfında devam
etmiştim- 1982 yılında 4 yıllık Polis Enstitüsü Yüksek Öğrenimi (Polis
Akademisi) bitirince dereceye girmesi nedeniyle İstanbul ilini ailesinin yanını
tercih etmiş, o dönemin 1. Şubesinde (siyasi) 62806 sicil sayılı Komiser
Yardımcısı olarak göreve başlamıştı.
(Uğur dersler dışında
ekonomik konularda bizlerden ileri düşünüp maaşa geçince bono alıp tasarruf
ederken, iskambil oyunları konusunda da becerikliydi!)
Uğur
Salim, Tokat-Niksarlı sağlık koleji mezunu (ebe/hemşire) Habibe Hanım ile 1984 yılında
evlilik yapar. 15 Nisan 1984 tarihinde vatani görevi için İstanbul Tuzla Piyade
Okulunda 4 aylık eğitim sonrası aynı kışlada 178. Dönem asteğmen olarak kalır.
20 Mart 1985 tarihinde büyük oğlu Mehmet İlker dünyaya gelmiş, 25 yaşında baba
olmuştur. 31 Temmuz 1985 tarihinde terhis olup İstanbul emniyet müdürlüğünde
askerlik sonrası yeniden görevine başlarken ikinci yıldızına hak kazanmış
komiser rütbesine terfi etmiştir.
12
Nisan 1986 tarihinde küçük oğlu Ahmet Türker dünyaya gelmiş, 26 yaşında ikinci
kez baba olmuştur. 1986 yılı atama döneminde şark görevi çıkmış, Mardin ili
Derik ilçesine atanmıştır. Derik ilçesinde ilçe kaymakamı ile anlaşamaması
üzerine il merkezine alınmıştır. 2 yıllık görev sonrası 1988 yazında 2. Bölge
şark hizmetini tamamlayıp o dönem yönetmelik değişikliği ile oluşturulan 3.
Bölge illerden Yozgat iline atanmıştır.
Yozgat
ilinde (siyasi şube/polisevi) görev yaparken 1990 yılında başkomiser rütbesine
terfi etmiştir. (1989 yazında şark dönüşü
Yozgat’a atanmam sonucu Uğur’la yollarımız kesişir aynı ilde 6 ay gibi kısa
sürelide olsa birlikte görev yaparız.) 3
Haziran 1991 tarihinde kızı Harika Cemren dünyaya gelmiş, 31 yaşında üçüncü kez
baba olmuştur. 1994 yılında emniyet amiri rütbesine terfi etmiştir. Uğur,
Yozgat’taki 3. Bölge süresini tamamlamış 1. Bölge olarak Adana iline
atanmıştır.
Adana
il merkezinde 4 ay görev sonrası 1996 yılı Aralık ayında kendisini Düziçi
ilçesinde bulmuştur. 1995 yazında 4. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi etmiş,
1996 yazında Hatay Dörtyol ilçesine atanmıştır. Bir yıl geçmeden 1997 Martında
Afyonkarahisar Dinar ilçesine (deprem sonrası) tayin edilmiştir. 1998 yazında
ise 3. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ederken kendini ikinci şark görevi olarak
Artvin ilinde bulmuştur. Artvin kadrosunda görevli iken 2000 yılında BM misyon
koruma görevi için Kosova’ya gitmiş 1 yıllık BM görevi sonrası 2001 yılında
Artvin iline döndüğünde 2. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi sonrası İl Emniyet
Müdür Yardımcısı olmuştur. 2002 yazında ikinci şark hizmetini tamamlayıp İzmir
iline Rüştü Ünsal PMYO öğretmen emniyet müdürü olarak atanmıştır. 2005 yılında
1. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi sonrası (Ekim) APK ve Strateji Dairelerinde
merkez emniyet müdürü olarak istihdam edilmiştir.
2008
yılının Mart ayında özlük haklarını alma bağlamında Teftiş Kurulu Başkanlığına
atansa da Müfettişlik görevlendirmesi yapılmayıp 8 ay sonra kasım ayında
yeniden Strateji Dairesine “Merkez Emniyet Müdürü” olarak atanmış, bir nevi
doldur boşalt tarzında bir yol izlenmiştir. 2010 yılının Mart ayında nihayet
Teftiş Kurulu Başkanlığına “Polis Başmüfettişi” olarak atanma lütfunda
bulunulmuştur. 20 Nisan 2015 tarihinde ise resen emeklilik çerçevesinde emekli
edilerek 55 yaşında çok sevdiği 40 yıllık mesleğine veda etmek zorunda
kalmıştır.
(1982 yılı Okuldan
mezuniyetimizin ardından 7 yıl sonra 1989 yazında şark dönüşü Şanlıurfa’dan
Yozgat’a (Bozova’dan Yozova’ya) atanmam sonucu Uğur’la yollarımız kesişir aynı
ilde 6 ay gibi kısa sürelide olsa birlikte görev yaparız. Bir akşam mesai
çıkışı karakol üzeri lojman olan evlerine misafir olduğumda Uğur’un eşi Habibe
Hanım ile tanışırım. Oğulları Mehmet (4) ve Ahmet (3) yaşlarında bıcır
bıcırdırlar. Henüz kızları doğmamıştır. İkinci kez yolumuz 1997 yazında Dinar İlçe
Emniyet Müdürü iken kesişmiş, Ankara’dan ailece kendi özel aracımızla Aydın
iline dönerken Dinar’a uğramış birkaç saatliğine de olsa ailece tanışmış hoşbeş
etmiştik. Yıllar sonra 2008 yılı Ekim ayında devre toplantısında Ankara’da
Karaman Ailesi (o zaman Teğmen rütbesinde olan oğulları Mehmet’in de katıldığı)
ile birlikte ailece ayni masayı paylaşmıştık.)
O hep
içindeki çocuğu canlı tutmuş, koleje başladığı gibi, mesleğe başladığı ilk
günden itibaren haksızlıklara tahammül edemeyip sorgulamış, yanlışlıklara/
haksızlıklara karşı durmuş, bulunduğu birimlerden/ şubelerden/ ilçelerden/
illerden gönderilmek pahasına sözünü hiç ama hiç esirgememiştir. Doğru bildiği,
hak ve adalet yolundan ayrılmamıştır. Bunun bedeli olarak da idare tarafında
dışlanmış, terfilerinde sıkıntılar yaşamıştır. O, en çok ilde ve en uzun süre
2. bölgede çalışanlar bağlamında da devre birinciliğini elden bırakmayıp meslek
yaşamının yaklaşık 1/3’ünü 2. bölge illerde (10.5 yıl gibi) geçirmiş, 8 il 4
ilçe gezmiştir.
O çok
sevdiği baba yadigarı mesleğini çok ama çok sevmiş, hukuk fakültesini bitirip
yargı camiasında yüksek yargı organlarında üye/başkan olmayı elinin tersiyle
itmiş; siyasalı bitirip kaymakam/vali olmayı hiç düşünmemiş; il il, ilçe ilçe
Anadolu’yu arşınlayıp polislik mesleğini kendine ideal edinmiştir.
Gelin
görün ki devre birincisi Uğur Salim, devreleri 1. sınıfa terfi ettirilirken o
dönem uygulanan 80 kişilik kota dışında kalır. O’da bu haksızlığa karşı
istemeyerek de olsa dava yoluna başvurup 3-4 ay gecikmeli de olsa yargı kararı
ile 1. Sınıf rütbesine ulaşır. Sonrasında kurumundan öte liyakati gözardı eden
yönetim anlayışı onu APK/Strateji Dairesinde tutarak (birçok meslektaşına
yapıldığı gibi) cezalandırmaya çalışır. O,
1. sınıfa terfi etmiş ancak bu kez özlük hakları açısından Teftiş
kuruluna geçişi engellenmiş/geciktirilmiştir.
Devrelerinden
bir kısmı il emniyet müdürü/ daire başkanı/ okul müdürü olarak görevlere
atanırken Uğur Salim yine hatırlanmamış, -62806
sicil sayısı ile Emniyet Teşkilatının kayıtlarında adı geçse de-
unutulanlar arasında yerini almıştır.
APK/Strateji
Dairesinde bulunan 1.SEM özlük haklarını kazanma adına - Yönetimin 6 aylık bir geçiş lütfu çerçevesinde- Uğur Salim’de
Teftiş kadrosuna geçer. Ancak, Teftiş kadrosunda başlama esnasında memur
tarafından söylenen “mühür ve dosya verilmeyecek” sözlerini, Uğur hiç ama hiç
unutamaz!
Zaman
gelir 1. SEM kadrosunda zorunlu emeklilik gündeme gelince 2015 Mayısında resen
emekli edilenler arasında kendini bulur. Bu devlet onları 15 yaşında
bağırlarına basıp herşeyleri olurken, süreç içerisinde siyasilerin kadrolaşma
hedeflerine/projelerine plansız/programsız bir şekilde kurban edilerek
hiyerarşik yapılanma altüst olup piramit tersine dönmüştür. -Nitelik ve Liyakat zaten yıllar öncesinde
gözardı edilip kayırmacılık/ayrımcılık öne çıkarken- kurumsal
hafıza/teamüller/gelenekler günden güne kaybolmaya; aidiyet, saygınlık gibi
değerler de birer birer tükenmeye yüztutar.
O çok
sevdiği mesleğinden, üniformasından istem dışı ayrılırken ona ve arkadaşlarına
verilmeyen/verilemeyen Hizmet/Onur Belgesi, 2018 yılı sonlarında, -Polis Koleji 1975 yılı 25. dönem birincisi
ve meslek büyüğü olan Emniyet Genel Müdürü Celal UZUNKAYA tarafından
gecikmelide olsa- gönderilerek geçmişte yapılan yanlışlığın/haksızlığın
telafisine çalışılır.
Uğur
Salim yıllarca haksızlıklar karşısında hiçbir zaman makam mevki uğruna doğru
bildiklerinden ödün vermeden çok sevdiği mesleğinden istem dışı ayrılmıştır.
Artık emeklilik başlamıştır. İhmal ettiği ailesini ve çocuklarına zaman ayırmak
onlarla birlikte olmayı kendine uğraş yapacaktır. Oğulları Mehmet (Subay) ve
Ahmet (İnşaat mühendisi) sırasıyla evlenmiş, küçük oğlu Ahmet’ten torunu olmuş,
O artık dede olmuştur. Eczacı olan Kızı Harika’yı da Eylül 2018’de
evlendirecektir.
Uğur
Salim-Habibe çiftinin ilk gözbebekleri Mehmet İlker, Kara Harbokulunu bitirip
kara pilot olmasının ardından kurmaylığa adım atmıştır. Yüzbaşı rütbesiyle
sınırdışı Suriye-Afrin Harekatına destek uçuşunda kullanımında bulunan Atak
helikopterinin kırıma uğraması sonucu 10 Şubat 2018 günü 33 yaşında şehit
düşerken Karaman ailesinin ocağına da ateş düşmüştür.
Uğur
Salim KARAMAN, 40 yıl önce devre birincimiz olarak bizim için özeldi. 40 yıl sonra ise büyük oğlu Mehmet
İlker’in şehadeti sonrası şehit babası olarak yine ilklerde özel bir yeri
olacaktı. Sadece Kolej devre arkadaşları olarak bizlerin değil Türk ulusunun
gönlünde yer alacaktır… (10 Şubat 2020)
Remzi KOÇÖZ