5.12.21

BİR ARKADAŞIN ARDINDAN (M.R. YETGİNBAL)

 

Biz 1975 girişli 28. Dönem Polis Koleji devresi olarak Yakup Aslan (1990), Nurettin Özbaş (1994), Zeki Küçük (2004) olmak üzere 3 arkadaşımızı trafikte çok genç sayılacak yaşlarda kaybetmemizin ardından; hastalık sonucu aramızdan ayrılan Ahmet Türker (2012), Hasbi Çiçek (2014), Hasan Kızılay (2016), Hüseyin Uslu (2017), Muharrem Deniz (2018) arkadaşlarımızı rahmet ve saygıyla anarken; şimdide Rüştü Yetginbal arkadaşımızı sonsuzluğa uğurlamanın üzüntüsünü yaşıyoruz.’

MEHMET RÜŞTÜ YETGİNBAL...

Mehmet Rüştü Yetkinbal; Ankara doğumlu (1959), Babasının bakanlık memuru görevi nedeniyle Ankara/Anıttepe semtinde, Devlet lojmanlarında geçen çocukluk günlerinin ardından Anıttepe Ortaokulunu bitirip, 1975 yılında katılmış olduğu Polis Kolejinde 1/B sınıfının 2148 nolu öğrencisi olarak arkadaşları arasında öne çıkarken, üst sınıflarla/amirlerle seviyeli bir ilişkisi yanında, temsil yeteneği ile öne çıkacak, bir dönem vizit sorumlusu olacaktır.

Rüştü ile kolejde 3 yıl ayrı sınıfları paylaşsak da teneffüslerde ve diğer ortamlarda arkadaşlık ilişkilerimiz gelişecektir. Kolejden 1978 yılında mezuniyetimiz sonrası Polis Enstitüsü/Akademisinde ise 4 yıl aynı sınıfı paylaşacaktık. O temsil/hitabet/insan ilişkilerindeki becerisi ile bizim sıkıntılarımıza göğüs gererek idare ile aramızda köprü işlevi görürken, sınıfımızın değişmez mümessili olacaktır. O, mezuniyet esnasında devre adına bizleri temsilen bir konuşma yapma görevini üslenirken, özgüveni ve hitabet yeteneği ile bizleri gururlandıracaktır.

Okul yıllığına geçen sözleriyle “mutlu, huzurlu bir rahat yaşam” dileyen ve “tam bir yönetici yapısına sahip olan” arkadaşımız, mezuniyet ile birlikte çifte sevinç yaşayacak, öğrencilik sürecinde yaşamını birleştirdiği Nihal hanım ile evliliklerinden Mert isimli bir oğul babası olacaktır.

1982 yılında mezuniyet sonrası Komiser Yardımcısı rütbesiyle Edirne Emniyet Müdürlüğünde göreve başlamıştır. Sırasıyla; Mardin, İzmir, Denizli, Antalya, Ankara/EGM kadrolarında görev yapmıştır.

Rüştü ile staj/geçici görev süreçlerinde yolumuz çakışmasada mezuniyet sonrası (1982) yollarımız yer yer kesişecektir. İlk görev yeri olan Edirne’ye Çorlu’da yedeksubaylık günlerimde 1985 yılında ziyaretim olur. Sonrasında Denizli ili Güney ilçesinde görev yaparken 90’lı yılların başında O’da il merkezine (İstihbarat birimine) tayinen gelecek, baba olduğum süreçte (1991) birbirimize ev ziyaretlerimiz olacak, Aydın/İncirliova ilçesine atanmam sonrası İncirliova’da ziyaretimize gelmesinin ardından (1995), Antalya’da görev yaparken tatil nedeniyle o bölgeden geçerken O’nu ziyaretlerimiz olur (1996-97). Ardından Ankara’da 1999 yılında Fetö’nün anlatıldığı rapor sonrasında örgütün Telekulak kod adlı kumpasında o yıllarda basınada yansıyan “Telekulak” yargılama süreci O’nun çok sevdiği mesleğinden erken ayrılmasına yol açacaktır. Ankara’daki görev sürecimde karşılaşma ve görüşmelerimiz olacak, 2004 yılının ilk günlerinde babası Hüseyin amcayı toprağa verirken devre arkadaşları olarak yanında olacaktık.

Bir kolejli büyüğümüz olarak Ünal Erkan’ın Emniyet Genel Müdürlüğü görevine atanmasına Denizli’de birlikte sevindiğimiz günlerde, Ünal Erkan’ın ardından kolej geleneğinin devam ettirilmesi O’nun en büyük arzusuydu. Ancak yaşanan gelişmeler bizler açısından çok kavranamasa da, O teşkilatın gidişatından kaygılıydı.

Meslekten erken ayrılmasının burukluğunu yaşayacak, arkadaşları olarak bizlere gönül kırıklığı/küskünlükleri/sitemleri olacak, kişi olarak zaman içerisinde karşılıklı telefon görüşmeleri ile aramızdaki kırgınlığa son verecektik.

Erken emeklilik nedeniyle ekonomik katkı/uğraşı olarak şirket/ticari faaliyetleri onu sıkıntıya sokacak epeyce üzecekti. Rüştü ile telefon görüşmelerimiz dışında yüzyüze görüşmelerimizin en sonuncusu 2019 yılında emeklilik sonrası Temüdder’de olmuştu. Sonrasında salgın nedeniyle tüm arkadaşlarımızla/yakınlarımızla olduğu gibi whatsapp gruplarından iletişim kuracaktık. 2021 yılının 12 Şubatında annemi toprağa verdiğimde devre arkadaşlarım içerisinde taziye için ilk arayan kişi olarak belleğimde yer alacaktı.

Rüştü, emeklilik sonrası kurumsal olarak mesleki özlük hakları çerçevesinde dernek faaliyetlerinde yer alırken, 15 Temmuz Fetö darbe girişiminin ardından TV’de konuşmacı olarak yaşadıkları süreci ve Fetö örgütüne ilişkin kaygılarını aktaracaktı. Türkiye, Fetö’nün Balyoz ve Ergenekon kumpasları ile tanışmadan önce Emniyet Teşkilatı içerisinde kumpasını gerçekleştirirken, bu kumpasın mağdurlarından biride Rüştü arkadaşımız olacaktı.

Rüştü, yaşam koşturmacasında karşısına çıkan badireleri aşıp tam düzlüğe çıktım diyeceken bu kez 2021 yılı Mart ayı ortalarında Ankara onkoloji hastanesinde yaptırdığı tahliller onu zorlu bir sağlık sürecine sokacaktı. Lösemi teşhisi ardından Temmuz ayı başında kan iliği nakli operasyonunun başarılı gerçekleşmesine hepimiz sevinecektik. Sonrasında Ekim ayında gerçekleşen ameliyat sonrası görüşmemizde bir badireyi daha atlattığına sevinmiştik. 20 Kasım günü yeni bir ameliyat derken bu kez riskli bir sürece girildiğini oğlunun ve arkadaşlarımızın mesajlarından takip ederken, 2 haftalık yoğun bakım mücadelesinde -yaşam kadar sonlanmasının da bizim elimizde olmadığı gerçeğinin bilinciyle- dualarımız onunla idi!

Bir yandan hayat akıp gidiyor. Akıp giden hayat hergün aramızdan birimizi, -yakınlarımızı/sevdiklerimizi/dostlarımızı- alıp sonsuzluğa götürürken, son yolculuğunda yanında olamamanın burukluğuyla, vefa/gönül borcu yanında tarihe not düşmeye çalışıyorum.

Değerli Arkadaşım, Cumhuriyet ve Kolej sevdalısı Rüştü Yetginbal’a;

Allah'tan rahmet dilerken, Ailesi/yakınları/sevenleri/dostları/meslektaşları ve de Kolej camiasına başsağlığı/sabırlar diliyorum.

Toprağın bol olsun, ışıklar içinde yat güzel Arkadaşım...

(04 Aralık 2021)

Remzi KOÇÖZ