10.2.20

UĞUR SALİM KARAMAN


28. Dönem Polis Koleji Birincisi: UĞUR SALİM KARAMAN
‘O, koleje başladığı gibi, çok sevdiği baba yadigarı mesleğini çok ama çok sevmiş, Hukuk fakültesini bitirip yargı camiasında yüksek yargı organlarında üye/başkan olmayı elinin tersiyle itmiş; Siyasalı bitirip kaymakam/vali olmayı hiç düşünmemiş; mesleğe başladığı ilk günden itibaren il il, ilçe ilçe Anadolu’yu arşınlayıp polislik mesleğini kendine ideal edinmiştir.’
Yıl 1975 aylardan Eylül. Ankara Anıttepe semtinde bulunan Polis Koleji 1975-76 eğitim dönemine girerken yurdun değişik yörelerinden/bölgelerinden okulu kazanan 110 öğrenci 1. Sınıfa başlarlar. A-B-C olarak 3 sınıf oluşturulurken 1/A sınıfında 2091 numaralı Uğur Salim KARAMAN hemen hemen ilk derslerde kendini gösterip, birinci yarıyıl/sömestr karne notlarında takdirname alırken aynı zamanda devre birinciliği unvanını da tekeline alır.
İstanbul ilinden Polis Kolejine gelen 09 Nisan 1960 İstanbul doğumlu Uğur Salim’in babası Mehmet KARAMAN Çorum-Osmancık nüfusuna kayıtlı olup, İstanbul ilinde trafik polis memuru (1985 yılında emeklilik sonrası 2015 yılında vefat eder), annesi Emine hanım ev hanımıdır. Uğur Salim (Ablası Gülten, erkek kardeşi Uğur arasında) ailenin ortanca çocuğudur. İstanbul’da doğup, Diyarbakır’da ilkokul sonrası İstanbul Kadıköy/Maarif Koleji mezunu olarak Ankara’ya Polis Koleji ailesine katılır.
Dersler konusunda ki başarısı onu Kolej bitiminde 28. Dönem devre birinciliğine taşımıştır. Ancak tek handikapı Beden Dersi idi. Birde boy konusunda -arkadaşlarının çoğu devlet kesesinden yiyip uzarlarken- O ise istikrarlı olarak aynı kalmayı başardı! Yıllığa geçen sözleriyle “en öfkeli zamanlarda bile hoşgörülü olabilme” yetisi ile “olabildiğince çok ve tek tek insanları tanıyabilmek” istemini umarım uygulayabilmiştir.
(Bizler Kolej sürecinde yaz tatillerinde gezi/seyahat amaçlı arkadaşlarımıza misafir olurduk. O yıllarda otelde kalmak gibi bir lüksümüz yoktu. Özellikle benim gibi taşrada oturan arkadaşlar için İstanbul gibi büyük şehir cazibe merkeziydi. 1978 yılı Kolej bitiminde ÖSS sınavına İstanbul’da girecektim. Sınav öncesi İstanbul’a gitmiş Uğur Salim’lerin evinde (Eyüp-Rami) misafir kalmış, Uğur’un mihmandarlığında İstanbul’u gezmiştim. Babası Mehmet amcayı evlerine yakın bir kavşakta üniformalı olarak trafiği tanzim etmesi hala hatırımdadır.)
Uğur, 1978 ÖSS sınavında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmış, o yıllarda ekstern olarak adlandırılan devam edilmeyen bölüme kaydını yaptırmış, daha sonra dönem içerisinde kaydını Ankara Hukuk Fakültesine aldırmıştır. İki sene sonra yeniden ÖSS sınavına girip bu kez Siyasalı kazanarak kaydını SBF’ye yaptırır. (Bense mesleğimizle hiç ilgisi bulunmayan ve devam gerektiren ADMMA’nın gece bölümünü kazanmış, hukuk veya siyasal tercihlerini kazanamadığım için kayıt yaptıramamıştım.)
Uğur Salim -ile kolejde 3 yıl aynı sınıfta okumuş, Enstitüye geçince yollarımız ayrılmış Uğur (A), ben (B) sınıfında devam etmiştim- 1982 yılında 4 yıllık Polis Enstitüsü Yüksek Öğrenimi (Polis Akademisi) bitirince dereceye girmesi nedeniyle İstanbul ilini ailesinin yanını tercih etmiş, o dönemin 1. Şubesinde (siyasi) 62806 sicil sayılı Komiser Yardımcısı olarak göreve başlamıştı.
(Uğur dersler dışında ekonomik konularda bizlerden ileri düşünüp maaşa geçince bono alıp tasarruf ederken, iskambil oyunları konusunda da becerikliydi!)
Uğur Salim, Tokat-Niksarlı sağlık koleji mezunu (ebe/hemşire) Habibe Hanım ile 1984 yılında evlilik yapar. 15 Nisan 1984 tarihinde vatani görevi için İstanbul Tuzla Piyade Okulunda 4 aylık eğitim sonrası aynı kışlada 178. Dönem asteğmen olarak kalır. 20 Mart 1985 tarihinde büyük oğlu Mehmet İlker dünyaya gelmiş, 25 yaşında baba olmuştur. 31 Temmuz 1985 tarihinde terhis olup İstanbul emniyet müdürlüğünde askerlik sonrası yeniden görevine başlarken ikinci yıldızına hak kazanmış komiser rütbesine terfi etmiştir.
12 Nisan 1986 tarihinde küçük oğlu Ahmet Türker dünyaya gelmiş, 26 yaşında ikinci kez baba olmuştur. 1986 yılı atama döneminde şark görevi çıkmış, Mardin ili Derik ilçesine atanmıştır. Derik ilçesinde ilçe kaymakamı ile anlaşamaması üzerine il merkezine alınmıştır. 2 yıllık görev sonrası 1988 yazında 2. Bölge şark hizmetini tamamlayıp o dönem yönetmelik değişikliği ile oluşturulan 3. Bölge illerden Yozgat iline atanmıştır.
Yozgat ilinde (siyasi şube/polisevi) görev yaparken 1990 yılında başkomiser rütbesine terfi etmiştir. (1989 yazında şark dönüşü Yozgat’a atanmam sonucu Uğur’la yollarımız kesişir aynı ilde 6 ay gibi kısa sürelide olsa birlikte görev yaparız.)  3 Haziran 1991 tarihinde kızı Harika Cemren dünyaya gelmiş, 31 yaşında üçüncü kez baba olmuştur. 1994 yılında emniyet amiri rütbesine terfi etmiştir. Uğur, Yozgat’taki 3. Bölge süresini tamamlamış 1. Bölge olarak Adana iline atanmıştır.
Adana il merkezinde 4 ay görev sonrası 1996 yılı Aralık ayında kendisini Düziçi ilçesinde bulmuştur. 1995 yazında 4. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi etmiş, 1996 yazında Hatay Dörtyol ilçesine atanmıştır. Bir yıl geçmeden 1997 Martında Afyonkarahisar Dinar ilçesine (deprem sonrası) tayin edilmiştir. 1998 yazında ise 3. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ederken kendini ikinci şark görevi olarak Artvin ilinde bulmuştur. Artvin kadrosunda görevli iken 2000 yılında BM misyon koruma görevi için Kosova’ya gitmiş 1 yıllık BM görevi sonrası 2001 yılında Artvin iline döndüğünde 2. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi sonrası İl Emniyet Müdür Yardımcısı olmuştur. 2002 yazında ikinci şark hizmetini tamamlayıp İzmir iline Rüştü Ünsal PMYO öğretmen emniyet müdürü olarak atanmıştır. 2005 yılında 1. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi sonrası (Ekim) APK ve Strateji Dairelerinde merkez emniyet müdürü olarak istihdam edilmiştir.

2008 yılının Mart ayında özlük haklarını alma bağlamında Teftiş Kurulu Başkanlığına atansa da Müfettişlik görevlendirmesi yapılmayıp 8 ay sonra kasım ayında yeniden Strateji Dairesine “Merkez Emniyet Müdürü” olarak atanmış, bir nevi doldur boşalt tarzında bir yol izlenmiştir. 2010 yılının Mart ayında nihayet Teftiş Kurulu Başkanlığına “Polis Başmüfettişi” olarak atanma lütfunda bulunulmuştur. 20 Nisan 2015 tarihinde ise resen emeklilik çerçevesinde emekli edilerek 55 yaşında çok sevdiği 40 yıllık mesleğine veda etmek zorunda kalmıştır.
(1982 yılı Okuldan mezuniyetimizin ardından 7 yıl sonra 1989 yazında şark dönüşü Şanlıurfa’dan Yozgat’a (Bozova’dan Yozova’ya) atanmam sonucu Uğur’la yollarımız kesişir aynı ilde 6 ay gibi kısa sürelide olsa birlikte görev yaparız. Bir akşam mesai çıkışı karakol üzeri lojman olan evlerine misafir olduğumda Uğur’un eşi Habibe Hanım ile tanışırım. Oğulları Mehmet (4) ve Ahmet (3) yaşlarında bıcır bıcırdırlar. Henüz kızları doğmamıştır. İkinci kez yolumuz 1997 yazında Dinar İlçe Emniyet Müdürü iken kesişmiş, Ankara’dan ailece kendi özel aracımızla Aydın iline dönerken Dinar’a uğramış birkaç saatliğine de olsa ailece tanışmış hoşbeş etmiştik. Yıllar sonra 2008 yılı Ekim ayında devre toplantısında Ankara’da Karaman Ailesi (o zaman Teğmen rütbesinde olan oğulları Mehmet’in de katıldığı) ile birlikte ailece ayni masayı paylaşmıştık.)
O hep içindeki çocuğu canlı tutmuş, koleje başladığı gibi, mesleğe başladığı ilk günden itibaren haksızlıklara tahammül edemeyip sorgulamış, yanlışlıklara/ haksızlıklara karşı durmuş, bulunduğu birimlerden/ şubelerden/ ilçelerden/ illerden gönderilmek pahasına sözünü hiç ama hiç esirgememiştir. Doğru bildiği, hak ve adalet yolundan ayrılmamıştır. Bunun bedeli olarak da idare tarafında dışlanmış, terfilerinde sıkıntılar yaşamıştır. O, en çok ilde ve en uzun süre 2. bölgede çalışanlar bağlamında da devre birinciliğini elden bırakmayıp meslek yaşamının yaklaşık 1/3’ünü 2. bölge illerde (10.5 yıl gibi) geçirmiş, 8 il 4 ilçe gezmiştir.
O çok sevdiği baba yadigarı mesleğini çok ama çok sevmiş, hukuk fakültesini bitirip yargı camiasında yüksek yargı organlarında üye/başkan olmayı elinin tersiyle itmiş; siyasalı bitirip kaymakam/vali olmayı hiç düşünmemiş; il il, ilçe ilçe Anadolu’yu arşınlayıp polislik mesleğini kendine ideal edinmiştir.
Gelin görün ki devre birincisi Uğur Salim, devreleri 1. sınıfa terfi ettirilirken o dönem uygulanan 80 kişilik kota dışında kalır. O’da bu haksızlığa karşı istemeyerek de olsa dava yoluna başvurup 3-4 ay gecikmeli de olsa yargı kararı ile 1. Sınıf rütbesine ulaşır. Sonrasında kurumundan öte liyakati gözardı eden yönetim anlayışı onu APK/Strateji Dairesinde tutarak (birçok meslektaşına yapıldığı gibi) cezalandırmaya çalışır. O,  1. sınıfa terfi etmiş ancak bu kez özlük hakları açısından Teftiş kuruluna geçişi engellenmiş/geciktirilmiştir.
Devrelerinden bir kısmı il emniyet müdürü/ daire başkanı/ okul müdürü olarak görevlere atanırken Uğur Salim yine hatırlanmamış, -62806 sicil sayısı ile Emniyet Teşkilatının kayıtlarında adı geçse de- unutulanlar arasında yerini almıştır.
APK/Strateji Dairesinde bulunan 1.SEM özlük haklarını kazanma adına - Yönetimin 6 aylık bir geçiş lütfu çerçevesinde- Uğur Salim’de Teftiş kadrosuna geçer. Ancak, Teftiş kadrosunda başlama esnasında memur tarafından söylenen “mühür ve dosya verilmeyecek” sözlerini, Uğur hiç ama hiç unutamaz!
Zaman gelir 1. SEM kadrosunda zorunlu emeklilik gündeme gelince 2015 Mayısında resen emekli edilenler arasında kendini bulur. Bu devlet onları 15 yaşında bağırlarına basıp herşeyleri olurken, süreç içerisinde siyasilerin kadrolaşma hedeflerine/projelerine plansız/programsız bir şekilde kurban edilerek hiyerarşik yapılanma altüst olup piramit tersine dönmüştür. -Nitelik ve Liyakat zaten yıllar öncesinde gözardı edilip kayırmacılık/ayrımcılık öne çıkarken- kurumsal hafıza/teamüller/gelenekler günden güne kaybolmaya; aidiyet, saygınlık gibi değerler de birer birer tükenmeye yüztutar.
O çok sevdiği mesleğinden, üniformasından istem dışı ayrılırken ona ve arkadaşlarına verilmeyen/verilemeyen Hizmet/Onur Belgesi, 2018 yılı sonlarında, -Polis Koleji 1975 yılı 25. dönem birincisi ve meslek büyüğü olan Emniyet Genel Müdürü Celal UZUNKAYA tarafından gecikmelide olsa- gönderilerek geçmişte yapılan yanlışlığın/haksızlığın telafisine çalışılır.
Uğur Salim yıllarca haksızlıklar karşısında hiçbir zaman makam mevki uğruna doğru bildiklerinden ödün vermeden çok sevdiği mesleğinden istem dışı ayrılmıştır. Artık emeklilik başlamıştır. İhmal ettiği ailesini ve çocuklarına zaman ayırmak onlarla birlikte olmayı kendine uğraş yapacaktır. Oğulları Mehmet (Subay) ve Ahmet (İnşaat mühendisi) sırasıyla evlenmiş, küçük oğlu Ahmet’ten torunu olmuş, O artık dede olmuştur. Eczacı olan Kızı Harika’yı da Eylül 2018’de evlendirecektir.
Uğur Salim-Habibe çiftinin ilk gözbebekleri Mehmet İlker, Kara Harbokulunu bitirip kara pilot olmasının ardından kurmaylığa adım atmıştır. Yüzbaşı rütbesiyle sınırdışı Suriye-Afrin Harekatına destek uçuşunda kullanımında bulunan Atak helikopterinin kırıma uğraması sonucu 10 Şubat 2018 günü 33 yaşında şehit düşerken Karaman ailesinin ocağına da ateş düşmüştür.
Uğur Salim KARAMAN, 40 yıl önce devre birincimiz olarak bizim için özeldi. 40 yıl sonra ise büyük oğlu Mehmet İlker’in şehadeti sonrası şehit babası olarak yine ilklerde özel bir yeri olacaktı. Sadece Kolej devre arkadaşları olarak bizlerin değil Türk ulusunun gönlünde yer alacaktır… (10 Şubat 2020)
Remzi KOÇÖZ