24.12.24

İSMAİL SÖKELEN

 İsmail Sökelen...

14 Aralık 2024 tarihinde yurtdışında olduğum bir süreçte 
-telefon rehberimden 1 arkadaşım daha eksilirken- 
hüzünlenmemek elde değil, zaman tünelinde kendini buluyor insan..
Çorum'lu bir ailenin çocuğu olarak
1975'de Polis Koleji saflarına katılan devre arkadaşımız İsmail Sökelen ile
öğrencilik günlerimizde ayrı sınıflarda okusak da ilk şark görevinde Urfa kadrosunda (1987), 
sonrasında Ankara'da (2003) yollarımız kesişecek, 
1.sınıf rütbesinde ise polis başmüfettişi olarak Teftiş Kurulunda uzun süre birlikte olacak, 
Emeklilikte de Ankara'yı mesken tutacaktık.
Emniyet Teşkilatına hizmetleri Çorumlu hemşehrilerinde de ayrı bir yer tutacak, 
Onunla gurur duyulacak, vefa gösterilecekti.
14 Aralık günü kalp krizi sonucu aramızdan ayrılan 
İsmail Sökelen arkadaşımıza  Allah'tan rahmet, 
Ailesi/sevenleri/meslektaşları ve de Kolej camiasına başsağlığı/sabırlar dilerken;
Toprağı bol, ışıklar içinde olsun.
(15 Aralık 2024)
Remzi Koçöz






19.12.24

CENGİZ GÜRER

Cengiz Gürer...
Aydın/İncirliova görev sürecimde
il emniyet müdür yrd. olarak yakinen tanımaktan gurur duyduğum,
naif/beyefendi/insancıl özellikleri ile 
öne çıkan,
ailece meslekle bütünleşmeye 
örnek teşkil eden 
bir meslek büyüğümüz/müdürümüz.
Kalp krizi sonucu aramızdan ayrılan
Değerli Müdürümüz Cengiz Gürer'e;
Allah'tan rahmet dilerken,
Toprağı bol ışıklar içinde olsun.
Eşi Gülfidan hanım/çocukları ile sevenleri
vede Kolej camiasının başı sağolsun...
(1.12.2024)
Remzi Koçöz 

5.11.24

TEMÜD-DER İMZA GÜNÜ / İZMİR

 

TEMÜD-DER / İZMİR İMZA GÜNÜ…

“Türkiye’nin Avrupa Serüveni” kitabımın yayınlanmasının (Kasım 2023) ardından, Kitaba ilişkin arkadaş/dost/tanıdık ve kitapseverlerin katkıları yanında tanımadığım okurlardan da güzel mesajlar aldım ve de almaktayım. Beğeni/tebrik/paylaşım gibi değerlendirmeler yanında katkılar tabi ki önemli.

İzmir Kitap Fuarı imza günü ardından TEMÜD-DER İzmir Şubesinde 05 Kasım 2024 günü “Türkiye’nin Avrupa Serüveni” kitabım ile birlikte Polis Akademisi 1974 mezunu Emniyet Teşkilatının ilk pilotlarından Bülent Kılıçtepe müdürümüzün “Hangar Muhabbetleri” kitabı için düzenlenen imza günü etkinliği -TEMÜDDER Ailesinin bir bireyi olmaktan onur/gurur duymakla birlikte- benim için kurumsal aidiyet ve katkılar açısından ayrı bir önem arzedecekti.

TEMÜDDER İzmir Şubesinin yurt çapındaki etkinliklere/buluşmalara kitlesel katılımları ile salgın/yangın/deprem gibi dayanışma/ yardım organizasyonlarına katılımları dışında- eğitime katkıları burs verme çabaları başlıbaşına takdire şayan bir çalışma…

Eğitime Destek Amaçlı kişisel bir proje olan bu çalışmamın tanıtım/imza gününe "tüm saygın üyelerimizi bu güzel etkinliğe katılmaya, özlediğimiz sıcak ortamları paylaşmaya ve hoş sohbetlerde buluşmaya davet ediyoruz" diyerek öncülük /ev sahipliği yapan (imza günü öncesinde de bu projeme katkı sunan) başta TEMÜD-DER İzmir Şube Başkanımız Ömer Kılıç ve Yönetimi olmak üzere bu buluşmaya katılıp beni onurlandıranlara, farklı mazeretlerle katılamayıp destek sunanlar ile özellikle bu projeme bire bir katkı sunan meslek büyüklerime/ arkadaşlarıma/kardeşlerime içten teşekkürler.

Sağlıkla/sağlıcakla, 

Birliktelik ve Dayanışma içerisinde kalın!

Saygı/sevgi ve selamlarımla...

(İzmir / 05 Kasım 2024)

Remzi Koçöz



31.10.24

ENDER ŞAHİN ve “İMZA GÜNÜ”

 "Okuyan insan düşünür, düşünen insan üretir…”

ENDER ŞAHİN ve “İMZA GÜNÜ”

Ender Şahin, yazın dünyasına kattığı şiir/hikaye/roman çalışmalarını "Akrep Burcu" isimli polisiye romanı ile çeşitlendirmesinin ardından, 2024 sonbaharında yakın tarihin izdüşümüyle yeni bir çalışmaya daha imza atarak, 5. romanı “İmza Günü” kitabı ile okuyucu karşısına çıkar.

İmza Günü…

Kendine özgü, -okuyucu/birey olarak kendinizden birşeyler bulabileceğiniz- bir çalışma, yakın tarihe bir panoramik bakış; Dünya ve Türkiye ölçeğinde oluşan toplumsal çalkantılar/çatışmalar/ krizler/eylemler/ ihtillaler sürecinde 1960’lardan 1990’lara taşradan metropele Anadolu’dan İstanbul’a taşınan bir yaşam öyküsü.

Yazar açısından kurgu da olsa tozpembe bir yaşam/toplum/dünya sunmaktan öte hayatın akışını da aktarmak, toplumsal gerçeklikler ile ilgili mesajlar vermek önemli.

Düşünürlerden/tarihsel kişiliklerden özlü sözlerle olayları bütünleştirirken, Şairlerden şiirler yanında, Sanat müziğinden nağmeler serpiştirmesi kültürel bir doluluk oluşturulmuş.

Yaşanmışlıklar içerisinden süzülen anlatımlar, herkesin kendi yaşam sürecinden birşeylere dokunacak, okuyucuyu da konularla bütünleştirecektir: Santrale kayıt yaptırılıp telefon beklenen, Mektup yazılan, Radyo dinlenen, Takvim yaprakları okunan günler…

-----------------------

Kitaplar/ okuma alışkanlığı/çalışmak üzerine;

Okuma alışkanlığı aileden başlayacaktı, O’da büyükleri örnek alıp okuyarak örnek oluşturacaktı.

“Çocuğumuzda kitap sevgisi, okul öncesi başlamıştı. Doğum günlerinde hediye olarak genelde kitap isterdi. Eve alınan gazete sayısı ile kütüphanedeki kitap sayısı artmıştı. O, pazar günleri evdeki gazetelerin tamamını gözden geçirip önemli yazıları okuyordu.”

O yıllarda çocuklar yaz tatillerinde başıboş kalmak yerine bir esnafın/zanaatçının yanına çırak olarak işe verilirdi. Bir yandan harçlık edinirlerken diğer yandan asıl önemlisi çalışma ve emek farkındalığı ile yaşam deneyimi ediniyorlardı.

“Yaz tatilinde kitap-kırtasiye dükkanında işe başladı. Kazandım ama paradan da önemli şeyler varmış. 10 haftada bir okul daha bitirdiğimi, Emeksiz kazanmanın bir anlamının olmadığını gördüm.”

 (Bizim çocukluğumuzda da benzer süreçler yaşadık, ancak çocuklarımızı korumaya alıp yaşam deneyimi edinmeleri konusunda onlara pek iyilik etmedik. Zaten yeşilden uzak beton apartmanlarda, oyundan/spordan uzak, dersane/etüd/kurs sarmalında yarış atı nidasında, çocukluklarını pek yaşayamadılar.)

Doğa sevgisi, çevre bilincine ilişkin; “Çiçekler, ağaçlar ilgi gördükçe bulundukları alanı güzelleştiriyor.”

Atatürk’ün; “ağaç çınardır, çınar ise devlet” sözleri ile Yalova’daki köşkün bahçesindeki çınar ağacına zarar verilmemesi için köşkün kaydırılması, ağaç sevgisinin vatan sevgisiyle özdeşleşmesine çok özel bir örnektir.

Türk Devrimi/Türkiye’nin Modernleşmesi/Cumhuriyet ve Gençlik:

Atatürk; “Benim gözümde hiçbir şey yoktur; ben yalnız liyakat aşığıyım. …Benim ümidim gençliktedir.”

Gençlik; idealler ve gelecek demekti. Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmişti.

-“Üniversiteler iktidarın, ülke yönetiminde asla yok sayamayacağı kurumlardır. Hele ki gençlik bir ülkenin yarınıdır, yarınlarıdır.”

-“Onun çalıştığı Geometri kitabının yazarı Atatürk’tü.”

-“Kadınlar-erkekler ne kadar şık. Hepimiz bunu Atatürk’e borçluyuz.”

-“Bu kitabı (Nutuk) okumanız bana vereceğiniz en kıymetli hediyedir.”

-“Kadın-erkek yürüyenlerin her biri Cumhuriyetin güzidesiydi.”

---------

"Türkiye’yi tanımak için; yüksek bir tahsil yapmak, batı uygarlığı ile kucaklaşmak, Ankara ve İstanbul’un kaloriferli ılıklığında hayal ve ahkam kesmek yetmez... Tanımak için görmek yetmez...
Türkiye’yi damarlarında ve hücrelerinde duyacaksın... Kafanda yaşayacaksın... Bir gençlik vereceksin o'nu tanımak için... Vücudun toprağının ılıklığını alacak, soğukluğundan donacak, yıllar yılı asırların derdi folklor olmuş hikayesini dinleyeceksin Türkiye’nin...
Türkiye’yi okumak da yetmez... Türkiye ile ağız ağıza, koyun koyuna seneler senesi yaşayabiliyor musun? ... O zaman anlarsın Türkiye’yi... Anladıkça dertlenirsin, dertlendikçe sevdalanırsın... Toprak bitkisiz, baca dumansız, millet donsuz ise kara kara sevgin de çöker zehir zemberek gibi içine... Çalı çalı, için için yanarsın...
İçinde bu yangını duymayan Türkiye’ye kendinden bir şey veremez..." (Dündar Seyhan/Gölgedeki Adam)

Meslek Yaşamından Deneyimler/Değerlendirmeler/Öğütler:

-“Türk polisi, milli mücadele yıllarında da olumsuzluklarına rağmen özverili çalışmalarda bulunmuş, TBMM kararı ile 70’e yakın polis, istiklal madalyası ile taltif edilmiştir.”

-“Adana il emniyet müdürü Cevat Yurdakul’un öldürülmesi onu çok üzmüştü. Yiğit, aydın bir emniyet müdürü şehit edilmişti. Bu ne cüretti!”

-“İnşallah bizim uğradığımız haksızlıklara bu gençler uğramaz.”

-“Sizden çok şey öğrendik. Onurlu yaşamanın ne denli önemli olduğunu anlattınız.”

-“Adalete açılan ilk kapı polistir. Biz yorulmayız, önemli olan adaletin gerçekleşmesi.”

-“Hukuk bilgisi ile mesleki bilgileri yerinde kullanmanın önemini de kanıtlamış oldu.”

-“Asayişi bozanların, onlara hamilik yapanların gözünün yaşına bakmam, gereğini yaparım.”

-“Görevini yapan personeli takdir etmeyi, kendisinin takdir edilmesi gibi görürdü.”

-“Mesleğinde onu öne çıkaran; çalışkanlığı, disiplini, cesareti, hepsinden önemlisi de dürüstlüğü idi.”

-“İkbal için değerlerimi asla feda etmem. Görevde kaldığım sürece işimi en iyi şekilde yapacağım.”

-“Temelinde kıskançlık, hasetlik var. Bizim fikirlerimiz bazılarını rahatsız ediyor.”

-“Bazı etkili/yetkili kişiler, söylentileri veya asılsız ihbarları araştırıp/soruşturmadan taraflı araştırmalara göz yumarak bazı değerli meslek mensuplarını mağdur edip onları küskünler safına itiyordu.”

-“Her kurumda özgül ağırlığı hafif adamlar çıkar.”

(Ender Şahin, İmza Günü, Çoban Yayınları, İstanbul, 2024)


Roman Üzerine...

Kısa/yalın cümleler, sade bir dil, doğal bir anlatım, betimlemeler yerli yerinde, akıcı ve sürükleyici kurgusuyla bir çırpıda yormadan okunabilecek bir eser.

Diyaloglar, adeta dar alanda kısa paslaşmalar gibi. Kısa cümleler daha kısalaşarak, özne-yüklem

şeklinde iki kelimeye düşerken, tek kelimeyle yani yükleme yüklenen bir anlatım da dikkat çekici.  

Kısa paragraflar, ardından kısa bölümler şeklinde okumayı kolaylaştırıcı ve sürükleyici bir özellik katmış.

İnsan ilişkilerinde; sevgi içerikli içtenlikli hitaplar, nezaket, sevgi-saygı anlayışı, diyalogları özellikle gençliğe/genç okuyuculara yönelik rol model yapıda işlenmiş.

Kitabın tematik irdelenmesinde, kişisel/toplumsal açıdan pozitif bir anlayış yani olumluluk hakim.

Roman, dil bilgisi yönünden anlatımı ve edebi yönü ile ders kitaplarına taşınabilecek düzeyde.


Ender Şahin…

Kamudaki başarılı meslek yaşamı sonrası,

Sosyal sorumluluk projelerine katkılarla,

Yazarak kendini egale ederken,

Doğa aşığı olarak;

“Doğayı yok edenlerle çocuklarını/torunlarını katledenler arasında fark olmadığını savunur.”

Yazın dünyasına katkıları nedeniyle içtenlikle kutlarken,

-bir meslektaş olarak gıptayla gururlanırken-

Tabi ki kolay değil yazmak ötesinde yayınlayabilmek,

Disiplin /çalışma /sabır /efor/emek ister.

5. romanına imza atmak,

Takdire şayan bir çaba,

Kalemine/emeğine/ beynine sağlık,

Sağlıkla/sağlıcakla vede üretkenliğinle yazarak kal;

Değerli Dostum…

(25. 10. 2024)

Remzi KOÇÖZ





30.9.24

SEFA POYRAZ ANISINA

Sefa Poyraz Anısına…

Asloloan insanları yaşarken değer kılmaktır.
Aykırı bir çocuk olarak
kendi kaderini kendisi çizerken 
İçimizde belki deli-dolu
en aktivist bir kişilikti.
Kolej A sınıfında 2. yıl devre kaybı sonrası
birbirimizle uzaklaşırken
Enstitüden ayrılışı da kaderden öte o günlerin (12 Eylülün) bir acımasızlığıydı.
Farklı kulvarlarda yaşam mücadelesi verirken kolejliliği onun sığındığı tek limandı.
Biz ara(ya)masakta o arar sorardı.
En son 15 Temmuz günü doğum günü bahanesiyle aradığımda (kalp/beyinsel/konuşma bozukluğu gibi) olumsuzluklara/hastalıklara rağmen kendince yaşam devam diyordu.
Adı Sefa idi ama çileli/sıkıntılı/zorluklar ve sefalet içerisinde son süreçte de yorgun düşen vücut bu mücadele de teslim oldu, bu dünyadan erken göçtü.
Devre olarak 12. arkadaşımızı da toprağa verdik.
-----------
Polis Koleji (28. Dönem) 1975 girişli
Devre Arkadaşımız Sefa Poyraz'a
Allah'tan rahmet dilerken, 
Ailesi/sevenleri/arkadaşları/meslektaşları 
ve de Kolej camiasına başsağlığı/sabırlar dilerken;
Toprağı bol, ışıklar içinde olsun.
Akıp giden hayat hergün aramızdan birini, 
-yakınlarımızı/sevdiklerimizi/dostlarımızı- 
alıp sonsuzluğa götürürken, 
-son yolculuğunda yanında olamamanın burukluğuyla-, 
Albüm/kayıtlardan anısına bir sunu ile 
Sevgili arkadaşımı yadetmek istedim.
(30 Eylül 2024)
Remzi KOÇÖZ

25.8.24

İÇİMİZDEN BİRİ: YUSUF VEHBİ DALDA

        Sade bir yaşam,

        Sabırlı/sürekli/kararlı bir çalışma,

        Okuma/öğrenme aşkı,

        Gösterişsiz, ağır ağır yükselen bir kariyer,

        Yeniliklere/yenilenmelere/projelere açık bir zihin,

        Malatya'dan 4 kıtaya giden yollar...

        Ulusal ve uluslararası olaylar/insanlar/durumlar/deneyimler/düşünceler/öneriler...

        (Yusuf Vehbi Dalda /Bir Ömür, Bir Meslek: Beyaz Bülten / 2013)

           Bir Ömür, Bir Meslek…

        Polis Koleji 1968 ve Akademi mezuniyet tarihi 1971. Kolej sonrası Enstitü/Akademi sürecinde geceleri DTCF Fransız filolojisine de devam ederken, ek diploması (1972) onun mesleki yaşamına farklı bir yön çizecektir. Fransa özellikle Paris’e gitmeyi hayal ederken, turist olarak bile gitmenin zor olduğu bir dönemde mesleğinin sunduğu bir şans yakalayacaktı. Tabi ki şans hiçbir zaman kendi gelmiyordu. Bu şansı yakalamak için çabalamak gerekiyordu. 10 ay Fransa yüksek polis okulunda göreceği eğitim onun ufkunu iyice açacaktı (1973-74). (Cumhuriyet’in 50 yılını Fransız Lyon polis okulunda Türk bayrağını göndere çekmelerinin ardından, Türkiye’yi tanıtıcı sergi açarak Cumhuriyet’i anlamlı ve yakışır bir şekilde kutlayacaklardı.)

        Sonraki yıllarda yine yolu Fransa’ya düşecek Paris’te Interpol Genel Sekreterliğinde Türk Polisini temsilen 3 yıl kadar görev yapacaktır. Kadro yaşamı olarak İstanbul/ Ankara/Mardin/Antalya illerinde görev yapmasının ardından Ankara’ya EGM karargahında branş/uzmanlık olarak bütünleştiği İnterpol Dairesinin başkanı olacaktır. İnterpol sonrası bir dönem Koruma daire başkanlığı görevini yürütecektir.

        Sonrasında kurumdan izinli olarak 3 yıl Türkiye’deki BM Temsilciliğinde Güvenlik Sorumlusu olarak çalışıp, 2005 yılında kendi isteğiyle emekli olacaktır. Emeklilik sonrası özel güvenlik şirketi kuracak, ancak memuriyet yetişimi ticari alana yansımayınca şirketi sonlandırıp, danışmanlık yapacaktır. (Özel dedektif dernek onursal başkanlığı ve Isaf güvenlik fuar danışmanlığı…)

        Emeklilik sonrası Özel Güvenlik yasasının çıkmasında büyük katkıları, bu alanda çok sayıda çeviri/makale yanında bir kitaba da imza atacaktır. Yasalaşmayan özel dedektiflik yasa taslağının mimarlarındandır. Üyesi olduğu TEMÜD-DER yönetimi yanında yayınlarına da etkili bir şekilde katkı sunar.

        Yeminli çevirmenlik yanında; polisiye mevzuat ve roman (Karşılaştırılmalı Kriminoloji, Ölüm Sizi Seçti, Kırıklar) çevirileri de yapacaktır.

        O mesleğinin kulvarı ile yetinmeyip, özel güvenlik/çevirmenlik gibi farklı alanlarda da kendini yetiştiren/kabul ettiren entelektüel/donanımlı ve saygın bir kişilik olarak anılacaktır. 

        Ailece emniyet teşkilatı ile bütünleşecek, 3 kuşak Polis Koleji aidiyetleri olacaktır: Abi İbrahim Yıldız, kardeş Hasan, enişte Muzaffer Özbayrak. Abla ise EGM’de sivil memurdur.

        ------------------------------           

        Yusuf Vehbi ağabey ile görev sürecinde yollarımız kesişmese de Kolejlilik aidiyeti, -benim gibi bir avamı entelektüel/donanımlı lord bir ağabeyle- bizi ortak değerlerde buluşturdu. Beni sosyal medya/gazete/dergi yazılarımdan yakinen takip eden, mesajla yetinmeyip telefonla arayıp kutlayanlardan, bizlerden gurur duyan, onore eden, yazılarımı okumaktan öte paylaşan, kıskançlık/çekememezlik/görmezden gelmezlik yerine, kişiye hakkını teslim eden bir olgunlukta biri olarak ayrı bir yer tutar.                      

        Maillerime baktığımda 2020’den buyana -bayramlaşma/kutlama gibi mesajlardan öte ne/nasıl yapabiliriz şeklinde sayfalar/dosya içeren değerlendirmeler gibi- ne kadar çok yazışmışız, tabi whatsapp özelden de öyle, kendisiyle telefonla güzel sohbetlerimiz olmuştur.

        20 yıl öncesinde 2. Şark dönüşü Ankara’ya geldiğimde (2003) kendimi EGM/Karargahında -bazı arkadaşlarımızın depo diye adlandırdıkları- Hukuk Müşavirliğinde buldum. O günlerdeki odak noktamız: 1. Sınıf olabilecekmiyiz kaygısı!

        EGM karargahında görev yapmanın avantajıyla bizlerden çok öncesinde daire başkanı/müfettiş olan ağabeylerle farklı ortamlarda görüşme/sohbet olanağımız oluşur. Yusuf Vehbi ağabeyde bunlardan biri; hoşgörülü yapısıyla bizi küçümsemeden dinleme zahmetine katlanan, -fevriliklerimize takılmadan hemrütbe gibi tartışmaya açık, yani rütbesi/makamıyla değilde kişiliğiyle/donanımıyla karşınızda duran- ve kişisel/kurumsal anlamda iz bırakan meslek büyüklerimden biri.

        Bir yandan uzun süre Daire başkanlığı (İnterpol ve Koruma) yapmış diğer yandan yurtdışı hizmetlerde görev yapmış -benim gibi taşra/sokak polisliği yapmış kişilerden- (kesintisiz/uzun süreli görev süreci/becerisi/başarısı ayrı bir yazı konusu olmakla birlikte mübalağa olmasın mezuniyetimizde il müdürü iken 1. Sınıf olduğumuzda da hala o koltuklarını koruyanlardan) makamlara doyamayanlardan daha farklı bir ağabeyimiz.

        Küçük rütbelerde yaşadığımız sıkıntıları -terfi gecikmeleri/haksızlıkları vd- biryana taşrada üvey evlat konumunda mesleki donanım/kurslar açısından da atıl bırakılmamızı hazmedemiyor ve olur olmaz bir şekilde; biraz hırçın/asabi vede şahin bir yapıda hemencecik tepki verip kendimi kontrol edemiyordum. İşin gerçeği yaş/kıdem/rütbe olarak kendimizce büyümüştük, ancak uzun süren taşra görevlerinde ilmi siyaset yani politik olma ve diplomasi denilen şeyden bihaber yıllarımızı vermiştik.

        Yaşam ve mesleki tecrübesiyle; “geçmişe fazla takılmayıp, gelecek için iyimser/pozitif olmamızı” öğütleyecektir. Yaşam yolculuğunda -kendinizi geliştirebildiğiniz/aşabildiğiniz ölçüde üretici/yaratıcı olma bağlamında - o öğütler önemli/yararlı olacaktır.

Beyaz Bülten…

 İnsanların kendi yaşamlarını kaleme almaları özellikle bizim mesleğimizde nadir görülen cesaret isteyen şeyler. Zaten yazmak (kalemşörler dışında) başlıbaşına bir sorumluluk, sorgulama ve yürek ister. (Tabii ki bagajında seni engelleyecek yüklerin olmayacak!)

 Otobiyografi, özellikle edebi anlatım yanında geçmişle/yaşadıklarınla (ailenle/ mesleğinle /toplumla) muhasebe/mücadele bağlamında “söz uçar yazı kalır” misali tarihe not düşmektir.

 Mesleğe hepimiz güzel hayal/umutlarla başlarken finali tamamlamak her daim öyle olmuyor. Sürekli çatışma/gerilim/adrenalin, nereye kadar diyorsun. Ancak yaşam bir imtihan ise bu meslek bu imtihanın tüm safhaların içeriyor: kirli karanlık işlerden tutunda şöhret/makam hırsına, Bizans /ayak oyunlarına her şey var bu cenahta..

 Öyle uzağa gitmeye gerek yok. “İnsan insanın kurdudur” misali en yakınların/ arkadaşların/abilerin/kardeşlerin sana yük/köstek olmasalar bile seni geri çekmeye, başarılarını kıskançlık ötesinde “çamur at izi tutsun” dahası gammazlamaya kadar götürürler. Bu yolculukta çekirdek ailen dışında yalnızsındır.

 İşte tüm bu badireleri atlatıp daire başkanlıkları ve yurtdışı görevler yanında,   BM’de görev yapma ayrıcalığını yaşayıp mesleği tepe noktada tamamlamak bir başarı öyküsüdür. Ayrıca özel güvenlik alanında verdiği mücadele (hem teoride/pratikte hemde teşkilatta/ ülkede) takdire şayan.

 “Beyaz Bülten” gelecek kuşaklara, onurlu bir yaşam öyküsü.

 Kaleminize, emeğinize, beyninize ve yüreğinize sağlık.

 Sağlıkla/sağlıcakla/üretkenliğinle kal,

 Sevgili Yusuf Vehbi Dalda Ağabey…

 Selam ve saygılarımla…

(18. 08. 2024)

Remzi KOÇÖZ





18.8.24

TEMÜD-DER BULUŞMASI (AYVALIK 2024)

TEMÜD-DER BULUŞMASI / AYVALIK 2024

Türkiye Emekli Emniyet Müdürleri Derneği (TEMÜD-DER)’in organize ettiği Ayvalık Sarımsaklı’da -eşlerle birlikte- 58 kişinin katılımıyla bir yaz buluşması gerçekleştirildi.

Sohbet/hasret giderme yanında,  her toplantı/buluşmada yinelenen konu; kolejin özellikle Emniyet Teşkilatına üst düzey yönetici amir/müdür yetiştiren Akademi’nin bir an önce açılması ortak istem olacaktı!

Ayvalık buluşmasına öncülük eden 
-TEMÜD-DER Gen. Bşk/Yönetimine-  teşekkürler yanında, çalışmalarında kolaylıklar dileğiyle,
herkese sağlıklı günler.
Saygı, sevgi ve selamlarımla...
(Ayvalık / 16 Ağustos 2024)
Remzi KOÇÖZ 

24.7.24

TEMÜD-DER İMZA GÜNÜ / ANKARA

      ‘Birliktelik Güç Katar, Dayanışma Yaşatırmış!’

TEMÜD-DER İMZA GÜNÜ…

“Türkiye’nin Avrupa Serüveni” kitabımın yayınlanmasının (Kasım 2023) ardından, Kitaba ilişkin arkadaş/dost/tanıdıklar ve gönüldaşların katkıları yanında tanımadığım okurlardan da güzel mesajlar aldım ve de almaktayım. Beğeni/tebrik/paylaşım gibi değerlendirmeler yanında katkılar tabi ki önemli.

İlk olarak Aralık 2023’ün ilk haftasında (3 ay öncesinde yayınevinin katılımıyla) Ankara Kitap Fuarı heyecanını yaşadım.

05 Mart 2024 günü TEMÜDDER Genel Merkezinde düzenlenen kitabımın tanıtım/imza günü etkinliği ise -TEMÜDDER Ailesinin bir bireyi olmaktan onur/gurur duymakla birlikte- benim için kurumsal aidiyet ve katkılar açısından ayrı bir önem arz edecekti.

Eğitime Destek Amaçlı kişisel bir proje olan bu çalışmamın tanıtım/imza gününe "siz değerli üyelerimizi aramızda görmekten mutluluk duyacağız" diyerek öncülük /ev sahipliği yapan başta TEMÜD-DER genel başkanımız İsmail Çalışkan ve Yönetimi olmak üzere bu buluşmaya katılıp beni onurlandıranlara, farklı mazeretlerle katılamayıp destek sunanlar ile özellikle bu projeme bire bir katkı sunan meslek büyüklerime/ arkadaşlarıma / kardeşlerime ayrı ayrı yürekten teşekkürler.

Sağlıkla/sağlıcakla, Birliktelik ve Dayanışma içerisinde kalın!

Saygı/sevgi ve selamlarımla...

(Ankara / 05 Mart 2024)

Remzi Koçöz



14.1.24

TEMÜD-DER BULUŞMASI / PAMUKKALE

TEMÜD-DER BULUŞMASI / PAMUKKALE (2024)

Türkiye Emekli Emniyet Müdürleri Derneği İzmir Bölge/Şube Başkanlığı’nın organize ettiği (TEMÜDDER Genel Başkanımızında da katıldığı) ve ağırlıklı olarak Polis Koleji mezunlarının Denizli/Pamukkale’de eş/çocuk/yakınları ile birlikte 83 kişinin katılımıyla güzel bir buluşma gerçekleştirildi.

İzmir ve yakın iller dışında bizim gibi Ankara’dan da katılımlar olurken, en büyüğü 1964, en küçüğü 1990 mezunu 26 yıllık bir aralıktaki, 55-85 yaş arası (abiler/ablalar/arkadaşlar/kardeşler ile) farklı kuşağın birbirine anlatacakları çok şeyleri olacaktı.

Kendi açımdan okul mezuniyetinden bugüne yollarımız kesişmeyen yada aynı kadroda birlikte görev yaptığımız müdürlerle/abilerle/arkadaşlarla/kardeşlerle karşılaşacaktık. Aile olarak 1990-93 yıllarında görev yaptığımız Denizli (evlilik sonrası eş durumu nedeniyle tayinen geldiğim ve kızımızın doğduğu yer) şehri bizim için farklı bir nostalji olacaktı.

Bizler Kolejliler olarak kurumsal hafıza / teamül / saygınlık yanında Cumhuriyet değerleri bağlamındada burukluk yaşarken,

Ortak özlem/istem Emniyet Teşkilatına üst düzey yönetici amir/müdür yetiştiren Akademi’nin yeniden açılması olacaktı!

Bu güzel buluşmaya öncülük eden ve emeği geçenlere (Başta TEMÜD-DER İzmir Bölge Bşk/Yönetimi olmak üzere) ayrı ayrı teşekkür ederken, tüm katılımcılara sağlıklı günler diliyorum. 

Saygı, sevgi ve selamlarımla...

(Pamukkale / 15 Ocak 2024)

Remzi KOÇÖZ