1
10
NİSAN ANILARI…
(1975’den 2020’ye 45 Yılın İzdüşümü)
Ülkemiz de Çocuklarla 23 Nisan, Gençlerle 19
Mayıs, Askerlerle 30 Ağustos, Halkla 29 Ekim tarih/takvim olarak özdeşleşmişse;
Polisler ile de 10 Nisan tarihi takvim olarak özdeşleşmiştir. 10 Nisanlar ayni kaderi paylaşanlar için
farklı bir tutkudur. Bir dönümdür, bir coşkudur. Bir yaş daha büyütür bizleri.
Tarihsel önemleri dışında kuruluşların özel günleri vardır. Ancak Polis Günü
kutlayan, ilkleri oluşturan bir ülkeyiz. Dünyanın diğer ülkelerinde görülmeyen
bir bayram kutlanır bizim ülkemizde. İşte bunun adı: 10 Nisan Polis Günüdür,
Polis Bayramıdır.
Kolej-Akademi yılları
(1975-1982)
1975 yılında Ankara/Anıttepe’de
bulunan Polis Kolejine
girişimizin ardından Polis Teşkilatının 131.
kuruluş yıldönümü için 1976 yılı sömestr tatili sonrası 10 Nisan
hazırlıkları başlar. Okul bahçesinde boy sırasına göre dizilirken uzun olmam
nedeniyle ilk takımda yer alıyor, yürüyüş
koluna seçiliyorum. Okul
bahçesinde sınıf komiserlerinin komutları ile çalışmalara başlıyoruz. Zamanla
fireler oluştukça bir ön sıraya geçmek suretiyle herkes yerini buluyor. Dahili
kıyafetlerle çalıştığımız için sorun yok. 10 Nisan yaklaştıkça provalara harici
kıyafetlerle katılırken başımızdaki şapkayı düşürmemek için gayret sarf
ediyoruz. Son provalarda trampet takımının yerini bando takımı alırken her
prova sonrası daha da iyiye giderek güven kazanıyoruz.
Gerçi, Türk
toplumu asker bir milletin geleneğini yaşamaktadır. İlk ve Ortaokulda
bayramlarda- izci grubunda daha çocuk yaşlarda komutlara alışıyoruz. Son
provaya çıkarken beyaz tozluk ve eldivenler dağıtılıyor. Ayrıca hafta boyunca
değişik etkinliklerde düzenleniyordu. Türk Polis Teşkilatı 131. yıldönümünü 10
Nisan 1976 günü kutlarken, bizde resmigeçit yürüyüş kolunda bu gururu
yaşıyorduk. İlk kez Polis Koleji öğrencisi olarak başkent Ankara’da
lacivert-kırmızı kordonlu tören kıyafetlerimizle caddeleri geçerek Emniyet
Genel Müdürlüğü önünde konuşlanıyor, ardından tören birliğini Genel Müdür ve
İçişleri Bakanı denetliyor.
10 Nisan
1976’da başlayan yürüyüş kolu görevi Kolej
(3), Akademi (4) olmak üzere (7) yıl kesintisiz sürüyor. Bazen yürüyüş kolundan
kaytarmak aklımızdan geçmiyor değil. Biz yürürken yürüyüş kolunda olmayan
arkadaşlarımız yol boyunca bizlere alkışları ile tempo tutuyor, çiçek
atıyorlar. O zaman tribünde olmak yerine oyunda olmanın farklılığını yaşıyoruz.
Kadroda
Yaşadığım 10 Nisanlar (1982-2003)
1982 yılında,
öğrenciliğimiz sona erip mezun olup kadrolara dağıtılıyoruz. Kadroda ilk 10
Nisanı Komiser Yardımcısı rütbesiyle 1983’de Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde
buruk bir şekilde yaşıyorum. Ankara’nın o coşkulu havası burada yok. Kadroda
toplam 10 polis memuru var. Adi adımlar a Atatürk anıtına yürüyor çelenk koyup
saygı duruşu sonrası karakola dönüyoruz. Bizi gören bir kısım esnaf ziyarete
geliyor. Bir tek karakol önüne 10 Nisanı belirten bir afiş asıyoruz. O yıllarda pek afiş, broşür vb. tanıtıcı
malzemeler ilçelere gönderilemiyor. Bir sonraki yıl 1984’de Çanakkale’de yürüyüş
kolunda görev alıyorum. İl Merkezi olması nedeniyle kalabalık bir ortam
oluşuyor. Biraz daha coşkulu geçiyor.
1985 yılı 10 Nisan
140.yıl kutlamalarında Yedek subay olarak Çorlu’dayım. İlk kez 10 Nisan
törenlerine katılamıyorum. 1986 yılı 10 Nisanında askerlik sonrası Çanakkale’de
göreve yeniden başlarken 141. yıl kutlamalarında yürüyüş kolunda bu kez silah
takımı önünde yürüyorum. 1987 yılı 142. yıl Çanakkale’de son katıldığım 10
Nisan oluyor.
1987 yazı, ilk şark
görevim için Şanlıurfa’nın Bozova ilçesine tayin oluyorum. 1988 yılının 10
Nisan’ında 143. yıl kutlama komitesinde ve de sunucu olarak görev alıyorum.
Hafta içerisinde sosyal, kültürel, sportif alanlarda değişik etkinlikler
düzenliyoruz. Bu güne kadar hep yürüyüş kolunda yer almışken, ilk kez mikrofon
karşısında Komiser rütbesinde sunucu olarak topluluğa hitap ediyordum. 1989
yılında ise İlçe Emniyet Amir
vekili olarak 144. kuruluş yıldönümünde Hükümet Konağı önündeki törenlerin
yapıldığı meydanda protokol ve topluluğa günün anlam ve önemini belirtir bir
konuşma yapıyorum. Bir yıl önceki sunuculuk deneyiminin katkısı olsa da konuşma
metnini geceden geç saatlere kadar ezberlemeye çalışmış, uykusuz kalmıştım.
Meslek yaşamımda ilk kez geniş bir topluluğa hitap etmenin heyecanı ile gurur
ve coşkusunu da yaşayacaktım. Bozova ilçesinde -Terör olaylarının etkisine rağmen- halkın yoğun katılım
gösterdiği coşkulu bir gün kutluyoruz. Araçlarımızı, karakolumuzu süslüyor,
okulların vatandaşların yoğun ilgi ve ziyaretine tanık oluyoruz. Hafta içinde
koşu, masa tenisi, voleybol müsabakaları, resim, şiir, kompozisyon yarışmaları
ilgi görüyor.
1990-1993 arası
(Komiser-Başkomiser-Emniyet Amiri Rütbelerinde) 10 Nisanları Denizli’nin Güney
ilçesinde kutluyorum. Güney’deki ilgi ve coşku ilk yıllarda Bozova’dakinden
daha az oluyor. Daha sonraki yıllar etkinlikleri geliştirip ilçeyle
bütünleşince ilgi ve katılım artıyor.
1994-1997 yılları arası (Em. Amiri ve 4.SEM Rütbelerinde) 10 Nisanları
Aydın’ın İncirliova ilçesinde kutluyorum. Bu ilçede her yıl birbirinden daha
görkemli kutlamalar gerçekleştiriyoruz. Bu yörenin insanı daha bir farklı
yaklaşıyor, bir hafta boyunca etkinlikleri şölene dönüştürüyoruz. Bir sonraki
yıl düzenlemeleri için toplumun farklı kesimlerinden öneriler alıyoruz. O
yıllarda yerel TV ve radyoların yaygınlaşması daha geniş kitlelere ulaşmamızı
sağlıyor. Sportif turnuvalar (Koşu-Pinpon-Bisiklet-Atış vb.), sosyal, kültürel
faaliyetler (resim-şiir-kompozisyon-bilgi yarışması-satranç turnuvası),
Ziyaretler (Okullar, Huzurevi, Çocuk Yuvaları, Şehit Aileleri) gerçekleşiyor.
1998- 2003 yılları arası (4-3-2.SEM Rütbelerinde) 10 Nisan’ları (6) yıl
boyunca Erzurum’da kutluyoruz. İlk (5) yıl kutlama komitelerinde etkin olarak
görev alıyor, Halkla ilişkileri yoğun
yaşıyor, dolu dolu bir haftayı etkinliklerle donatıyorduk.
2003 yılının
10 Nisan’ını 158. yıl kutlamalarını, 2.SEM rütbesiyle İl Emniyet Müdür Vekili
olarak geçmiş yıllarda gerçekleştirdiğimiz etkinliklerden daha yoğun yaşıyorum.
Erzurum Polis radyosu, TRT Erzurum Radyosu, yerel radyo ve televizyonlarda
canlı yayın programları gerçekleştiriyoruz. Spor karşılaşmaları (Güreş, Futbol,
Voleybol, Masa tenisi, Polis koşusu, Atış müsabakaları), Sosyal-kültürel
etkinlikler (resim, şiir, kompozisyon yarışmaları, öğrenci gençliğe yönelik
panel-konferans çalışmaları) Huzurevi, çocuk yuvaları, şehit aileleri, şehitlik
ziyaretleri, okul ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Valiliğin ağaç ve orman
kampanyasına destek veriyor, Özel Harekat şubesinin konuşlandığı alanı
ağaçlandırarak geleceği yeşillendiriyoruz. 10 Nisan günü; Tören programı
çerçevesinde hareket ederek, Erzurum’da resmi törenlerin gerçekleştiği havuz
başında protokole, teşkilata, katılımcılara teşkilatı temsilen günün anlam ve
önemini belirtir bir konuşma yapıyorum. Ardından Cumhuriyet caddesinde
resmigeçit töreni gerçekleştiriliyor. Tören bitişi sonrası polis evinde
ikramlar, ardından da Müdüriyet makamında tebriklerin kabulü
gerçekleştiriliyor. Hafta boyunca tüm hizmet otolarımızı, binalarımızı,
Cumhuriyet Caddesini bir bayram edasıyla süslüyor, bayraklarla donatıyoruz. Bir
hafta dolu dolu yoğun tempoda etkinlikler gerçekleştiriyoruz.
2004
yılında Ankara’da, 159. yıl kutlamalarında, 2.SEM Rütbesiyle yıllar sonra Anıtkabir de Ata’nın huzuruna çıkacak, o yılları
Kolej-Akademi öğrencilerinin yürüyüş kolunda -ama bu kez izleyici olarak-
yeniden yaşayacak, 10 Nisanla tanıştığım eski günlere gidecektim. İşte, O günlerin
anısına tarihe yolculuk bağlamında duygu/düşünce/izlenimlerimi paylaşmak
istedim.
Evet, dile kolay değil, yıllar yılları
kovalıyor...
Koleje girdiğim 1975 yılından 2004 yılına
kadar geçen 10 Nisanlarda ya yürüyüş kolunda ya komitelerde ya da komite
başkanı olarak görev almış, sunucu ya da konuşmacı olmuştum. Yıllar önce öğrencilik günlerimde
kaytarmayı düşünüp de kaytaramadığım,
aksine bütünleştiğim 10 Nisanla, 2005 sonrası 1.SEM Rütbesiyle artık
tribünlerdeydik. Emekli olduğum 2019 sonrası 2020’de 175. Kuruluş yıldönümünde
ise ilk 10 Nisanla tanıştığım 131. yıldönümün ardından 44 yıllık bir takvimi
geride bırakırken 10 Nisanları artık eskisi gibi bir bayram olarak değil bir
takvim olarak anarken, bizler geçmişe özlem yanında kurumsal hafıza/teamül/saygınlık/değerler
bağlamında burukluk yaşıyorduk.
*Demokratik,
Laik, Sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekası için çok
büyük sorumluluk yüklenmiş ve Milletimizin huzuru/refahı/ canı/malı gibi kutsal
değerler için; canlarını veren aziz şehitlerimizi rahmet ve saygıyla, yaralanan
kahraman gazilerimizi minnetle anıyor, halen görevi başında
gece/gündüz/sıcak/soğuk demeden, mesai mefhumu gözetmeden özveriyle çalışan tüm
meslektaşlara ve teşkilatın bu günlere ulaşmasında emeği geçen herkese aileleri
ile birlikte esenlikler temennisiyle; kuruluş yıldönümlerini en içten
duygularımla kutlar; saygı, sevgi ve selamlarımı sunarım…10 Nisan 2020
Remzi KOÇÖZ