9.1.21

ÜNAL ERKAN



Emniyet Teşkilatının/Kolejlilerin İlkler Gururu: ÜNAL ERKAN

“Polis koleji/akademisi mezunu olarak; Polislik çatısı altında geçen 30 yılın içine Ankara ve İstanbul gibi iki büyük ilin emniyet müdürlüğü görevlerini sığdırır. Sonra Edirne valiliğine atanır. Ardından Emniyet Genel Müdürü olarak, polislik çatısının en üst yöneticiliğine getirilir. Ülkenin zor günlerinde olağanüstü hal bölge valiliği görevinde bulunur. Son olarak da TBMM’de milletvekili olarak görev alıp, Devlet Bakanı olur.”*

Milli Mücadelenin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında Kolej Platformu tarafından düzenlenen ve TEMÜDDER üyeleri ile kendini Cumhuriyet sevdalısı olarak addeden Emniyet Teşkilatının yetiştirdiği değerlerinin 29 Ekim ve 10 Kasım 2019 günleri Anıtkabir ziyaretleri ve akşamında birliktelikleri anlamlıdır. Bu değerler arasında Emniyet Teşkilatının farklı birimlerinde/farklı rütbelerde görev yapmış şahsiyetlerden tutun da İl Müdürlüğü, Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı, Genel Müdürlük, Valilik hatta Bakanlık yapmış vede Emniyet Teşkilatının tarihine imzalarını atmış şahsiyetler vardır. Ve bu şahsiyetler arasında da en çok ilgi odağı olan biri vardır. Emniyet Teşkilatında çoğu insana nasip olmayan/olmayacak bir yükseliş kateden ve yükseldikçe de özünü, mütevaziliğini kaybetmeyen bir değer, bir başarı öyküsü, Kolejlilerin ilkler gururu: Ünal ERKAN…
            Müdürlükten Valiliğe, Vekillikten Bakanlığa birden çok ünvanı bir arada bulunduran Ünal ERKAN, Emniyet Teşkilatı günlerinin özelini ve özlemlerini, çocukluğundan/bakanlığa uzanan süreci, kısacası yaşam serüvenini Erol ÖZDEMİR’e vermiş olduğu 17 sayfalık bir röportajla Çağın Polisi Dergisi aracılığıyla Emniyet Teşkilatı ve kamuoyu ile paylaşır.
*(Bkz. Erol ÖZDEMİR, Ünal Erkan ile Söyleşi, Çağın Polisi Dergisi, Sayı:34, Ekim 2004.)
Ünal ERKAN, Mustafa ve Maide ERKAN çiftinin 6 çocuğunun ortancası olarak 16.10.1942 tarihinde Erzurum’da dünyaya gelir. Polis Memuru olan babasının görevi nedeniyle Ankara/Altındağ/Atıfbey mahallesinde kiralık bir gecekonduda büyür. İlk ve ortaokulu Ankara’da okur. Hava Askeri Lisesinin sınavlarına hazırlanırken Polis Kolejinin yeniden öğrenime açılması ile Baba mesleğini kendine ideal edinerek 1958 yılında polis kolejine adımını atar. (Polis Koleji; 1941-1950 arası 10 dönem mezun vermesinin ardından kapatılmış, 1958’de yeniden açılınca, O yeni dönemin ilk, kolejin ise üst sınıfı olmayan 11. Dönemin 475 nolu öğrencisi olur. Daha Kolejde başlayan abilik, meslekte ve sonraki süreçte Kolejliler kadar teşkilatın abisi olarak da devam edecektir.)
Dersler dışında, mütalaalarda, teneffüslerde, özellikle futbol sahasında güzel arkadaşlıklar paylaşılır. O bir futbol tutkunudur, adeta futbol onun için ikinci bir sevdadır. Daha Kolej günlerinde Enstitü futbol takımına seçilir. (Kadroda Emniyetgücü forması ile ter dökecek, sonrasında ilerleyen yaşına rağmen halısaha müdavimi olacaktır.)
Kolej öğrencisi iken bu kez 1960 yılında polis enstitüsünde öğretime ara verilir.
Enstitünün yeniden açılması için tüm kolejliler diken üstündedir. Ulaşabildikleri ilgililere seslerini duyurmaya çalışırlar. Nihayet 1 yıl aradan sonra Enstitüde eğitim/öğretime 1961 yılından itibaren tekrar başlanılmıştır.
1961’de kolejden mezun olur. Aynı yıl 15961 sicil sayılı öğrenci polis memuru olarak başladığı Polis Enstitüsünden/Akademisinden 1964 yılında Komiser Yardımcısı olarak mezun olduktan sonra Bursa/İnegöl ilçesinde Emniyet Amir Vekili olarak göreve başlar. Ardından vatani görevini yedek subay olarak Polatlı’da başlayıp Erzurum’da tamamlar. Askerlik dönüşü, Emniyet Genel Müdürünün talimatıyla EGM/İstihbarat-Önemli İşler Dairesinde görevlendirilir.
Başkomiser rütbesinde “önemli işler” biriminde görevli iken, birlikte görev yaptıkları amir/müdürlerinin karşı durmalarına ve o dönemde emniyet teşkilatında çok da tasvip edilmeyen dernek faaliyetleri içerisinde kendini bulur. Polis Enstitüsü Yükseköğrenim Mezunları Derneği başkanı olarak, Polis Enstitüsü öğrencilerinin 1969 yılı boykot eylemlerinde arabulucu olarak görev alır. Öğrencilerin isteklerinde haklı olduğunu ve isteklerinin yerine getirilmesi gerektiği çerçevesinde İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü ile görüşürler: Boykot yanlış, ama istekler haklıydı. Ancak boykotun devamından yana olanların boykotu sürdürmeleri üzerine okulun kapatılıp Enstitü öğrencilerinin kadroya gönderilme sürecinde kendisi de bedel öder, alelacele Konya iline sürgün/tayin edilir. (Konya/Seydişehir’de, -Hizmet otosu verilmeyip Seydişehir’e otobüsle 4 saatte yalnız başına ulaşarak- kimsenin yapamadığını başarıp, kamyon eylemcilerini ikna ederek yolun trafiğe açılmasını sağlar.)
4 aylık Konya macerasının ardından yeniden Ankara’ya eski birimine döner. İstihbaratta şube müdür yardımcılığına terfi etmesinin ardından 3’lü kararname ile Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atanmasının ardından 1974-1975 yıllarında Ankara narkotik şube müdürü, ardından asayiş şube müdürlüğü yapar. (Asayiş ekipleri için gönderilen minibüslerde birlikteliği sağlamak için siyah-beyaz renklerle boyamayı uygun bulur, ancak Beşiktaş kulübünün üyesi/taraftarı olması nedeniyle farklı algılanır. Zaten O, farklı platformlarda Beşiktaşlılığını öne çıkaracak, Onlarında Ünal abisi olacaktır.)
1977 yılında Ankara’da merkez görevine, 1979’da emniyet müdür yardımcılığı rütbesine terfi etmesinin ardından İstanbul emniyet müdür yardımcılığına atanır. Siyasi ve asayiş hizmetleri ekiplerle birlikte kendisine bağlıdır.
1980 Eylülünde (12 Eylül harekatından bir hafta önce), İstanbul emniyet müdür yardımcılığından 38 yaşında terfian Ankara il emniyet müdürlüğüne atanır. 4 yıllık Ankara Emniyet Müdürlüğünün ardından 1984 yılında müdür yardımcısı olarak görev yaptığı İstanbul iline emniyet müdürü olarak atanır. İstanbul Emniyet Müdürü olarak da 4 yıllık bir görev sürecinin ardından 1988 yılında Edirne Valisi olarak atanır. O’nun için artık yeni bir süreç başlar, Emniyet Teşkilatı geride kalmış mülki amir olarak görevlendirilir.  1991 yılında 3 yıllık Edirne Valiliğinin ardından 30 yıllık üniformasını taşıdığı/kendi yetişmiş olduğu kuruma Emniyete, Genel Müdür olur. Emniyet Genel Müdürü olarak (9.7.1991-18.2.1992)  görev yaptığı kısa süreçte kurumsallaşma çerçevesinde birçok şey sığdırmağa çalışır.  Polis kolejlerinin -sayısının artırılması hatasını giderme açısından- sonradan açılanların kapatılmasını sağlar. 1980 sonrası tehlike görülmeyip yol verilen FETÖ yapılanmasına ta 1991 yılında darbe vurur. Akademi kuralarındaki usulsüzlüğe/kayırmacılığa gece saat 24’de bizzat el koyarak engel olur. Soruşturma başlatıp ceza almalarını sağlar. (Sonraki süreci hepimiz biliyoruz, bırakın Emniyet Teşkilatını Ülke olarak uçurumun kıyısından döndük!)
Sonrasında rütbe terfilerinde -benimde içerisinde bulunduğum birçok rütbelinin mağduriyetini önlemek adına sınav silsilesinde kayırmacılığın alenen yapıldığı- mülakatların  kaldırılması ile İKK (İstihbarata karşı koyma) adı verilen ve teşkilatın üvey evladı konumuna getirilen personeli üzerinde demoklesin kılıcı gibi kullanılan bir fişlemenin sonlandırılması süreci yaşanır.
Emniyet Genel Müdürü görevi uzun sürmez. 1992 yılında Ülkenin zor günlerinde OHAL bölge valisi olur. 1992-1995 yılları terörün pik yaptığı yıllardır. 3 yıllık sıkıntılı bir süreç ve görevin ardından memuriyet ve bürokrasi görevine noktayı koyar. Artık Emniyet ve Mülki hizmetler sona ermiş yeni bir kulvara geçmiştir. Yıllarca yaşadığı mesleki ve bürokratik deneyimlerini siyaset arenasına taşıyacak, 20. Dönem Ankara milletvekili olarak TBMM çatısı altında parlementer olacaktır (24.12.1995-18.4.1999). Parlamentoda grup adına 7-8 konuşma, birkaç da gündem dışı konuşma yapar. 1996 yılında 53. Hükümet kabinesine girerek Devlet Bakanı olur (6.3-28.6.1996). (Filiz Hanım ile evliliğinden 3 çocuk babası olurken, sonrasında torun sahibi dede olacaktır.)
İl emniyet müdürü olduğu zaman büroda oturmaz, Görev mahallinde arkadaşlarıyla birlikte olur. Hatta bir gün önceden olay yerinde egzersiz yapar, sonrasında da değerlendirme ve özeleştirisinde bulunur. Karakolları gezer, hem o semtin özellikleri hakkında bilgi edinir, hem de personelin durumunu yerinde görür, dinler, sorunlarına yardımcı olmaya çalışır.  
Memuriyet hayatı boyunca, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, genel müdür ve valilerden çok sayıda takdirname alır. Aynı şekilde birçok maaş taltifi ile ödüllendirilir. Diyarbakır’da adının verildiği ilköğretim okulu var. Bölge valisiyken yaptırdığı polis helikopter alanına adı verilir.
Ayrıca “Hizmette Başarı”, Terörle Mücadelede Üstün Başarı”, “Türk Kültürüne Hizmet”, “Türk Sporuna Hizmet”, “Yılın Bürokratı”, “Halkla İlişkilerde Başarı” vb. nedenlerle tarafına verilen belgeli ödüller, plaketler bulunur.  
O’nun en önemli şiarı: “Halka gideceksiniz, halkın gelmesine imkan vereceksiniz, halkı anlayacaksınız, halkı duyacaksınız.”
Aslolan insanları yaşarken değer kılmaktır!
Emniyet Teşkilatının yetiştirdiği seçkin insanlar ve değerler arasında yer alan Ünal ERKAN; bir Polis Koleji mezunu olarak meslek kariyerini Müdürlükten Valiliğe, Vekillikten Bakanlığa taşıyıp taçlandırır. Emniyet Teşkilatının/Kolejlilerin ilkler gururu olarak başarı öyküsü ile tarihe geçerken, sadece Kolejlilerin değil Türk ulusunun bağrında kendine yer bulacaktır. 10.12.2019

Remzi KOÇÖZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.