Emniyet Teşkilatının/Kolejlilerin İlkler
Gururu: ÜNAL ERKAN
“Polis
koleji/akademisi mezunu olarak; Polislik çatısı altında geçen 30 yılın içine
Ankara ve İstanbul gibi iki büyük ilin emniyet müdürlüğü görevlerini sığdırır.
Sonra Edirne valiliğine atanır. Ardından Emniyet Genel Müdürü olarak, polislik çatısının en üst
yöneticiliğine getirilir. Ülkenin zor günlerinde
olağanüstü hal bölge valiliği görevinde bulunur. Son olarak da TBMM’de
milletvekili olarak görev alıp, Devlet Bakanı olur.”*
Milli
Mücadelenin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında Kolej Platformu tarafından
düzenlenen ve TEMÜDDER üyeleri ile kendini Cumhuriyet sevdalısı olarak addeden
Emniyet Teşkilatının yetiştirdiği değerlerinin 29 Ekim ve 10 Kasım 2019 günleri
Anıtkabir ziyaretleri ve akşamında birliktelikleri anlamlıdır. Bu değerler
arasında Emniyet Teşkilatının farklı birimlerinde/farklı rütbelerde görev
yapmış şahsiyetlerden tutun da İl Müdürlüğü, Daire Başkanlığı, Genel Müdür
Yardımcılığı, Genel Müdürlük, Valilik hatta Bakanlık yapmış vede Emniyet
Teşkilatının tarihine imzalarını atmış şahsiyetler vardır. Ve bu şahsiyetler
arasında da en çok ilgi odağı olan biri vardır. Emniyet Teşkilatında çoğu
insana nasip olmayan/olmayacak bir yükseliş kateden ve yükseldikçe de özünü,
mütevaziliğini kaybetmeyen bir değer, bir başarı öyküsü, Kolejlilerin ilkler gururu:
Ünal ERKAN…
Müdürlükten Valiliğe, Vekillikten
Bakanlığa birden çok ünvanı bir arada bulunduran Ünal ERKAN, Emniyet Teşkilatı
günlerinin özelini ve özlemlerini, çocukluğundan/bakanlığa uzanan süreci,
kısacası yaşam serüvenini Erol ÖZDEMİR’e vermiş olduğu 17 sayfalık bir röportajla
Çağın Polisi Dergisi aracılığıyla Emniyet Teşkilatı ve kamuoyu ile paylaşır.
*(Bkz.
Erol ÖZDEMİR, Ünal Erkan ile Söyleşi, Çağın Polisi Dergisi, Sayı:34, Ekim 2004.)
Ünal ERKAN, Mustafa ve Maide ERKAN
çiftinin 6 çocuğunun ortancası olarak 16.10.1942 tarihinde Erzurum’da dünyaya
gelir. Polis Memuru olan babasının görevi nedeniyle Ankara/Altındağ/Atıfbey
mahallesinde kiralık bir gecekonduda büyür. İlk ve ortaokulu Ankara’da okur. Hava
Askeri Lisesinin sınavlarına hazırlanırken Polis Kolejinin yeniden öğrenime
açılması ile Baba mesleğini kendine ideal edinerek 1958 yılında polis kolejine
adımını atar. (Polis Koleji; 1941-1950 arası 10 dönem mezun vermesinin ardından
kapatılmış, 1958’de yeniden açılınca, O yeni dönemin ilk, kolejin ise üst
sınıfı olmayan 11. Dönemin 475 nolu öğrencisi olur. Daha Kolejde başlayan
abilik, meslekte ve sonraki süreçte Kolejliler kadar teşkilatın abisi olarak da
devam edecektir.)
Dersler
dışında, mütalaalarda, teneffüslerde, özellikle futbol sahasında güzel
arkadaşlıklar paylaşılır. O bir futbol tutkunudur, adeta futbol onun
için ikinci bir sevdadır. Daha Kolej günlerinde Enstitü futbol takımına seçilir.
(Kadroda Emniyetgücü forması ile ter
dökecek, sonrasında ilerleyen yaşına rağmen halısaha müdavimi olacaktır.)
Kolej öğrencisi iken bu kez
1960 yılında polis enstitüsünde öğretime ara verilir.
Enstitünün yeniden açılması için tüm kolejliler
diken üstündedir. Ulaşabildikleri ilgililere seslerini duyurmaya çalışırlar.
Nihayet 1 yıl aradan sonra Enstitüde eğitim/öğretime 1961 yılından itibaren
tekrar başlanılmıştır.
1961’de
kolejden mezun olur. Aynı yıl 15961 sicil sayılı
öğrenci polis memuru olarak başladığı Polis Enstitüsünden/Akademisinden 1964 yılında
Komiser Yardımcısı olarak mezun olduktan sonra Bursa/İnegöl ilçesinde Emniyet
Amir Vekili olarak göreve başlar. Ardından vatani görevini yedek subay olarak
Polatlı’da başlayıp Erzurum’da tamamlar. Askerlik dönüşü, Emniyet Genel
Müdürünün talimatıyla EGM/İstihbarat-Önemli İşler Dairesinde görevlendirilir.
Başkomiser
rütbesinde “önemli işler” biriminde görevli iken, birlikte görev yaptıkları
amir/müdürlerinin karşı durmalarına ve o dönemde emniyet teşkilatında çok da
tasvip edilmeyen dernek faaliyetleri içerisinde kendini bulur. Polis Enstitüsü Yükseköğrenim Mezunları Derneği
başkanı olarak, Polis Enstitüsü öğrencilerinin 1969 yılı boykot eylemlerinde
arabulucu olarak görev alır. Öğrencilerin isteklerinde haklı olduğunu ve
isteklerinin yerine getirilmesi gerektiği çerçevesinde İçişleri Bakanı
ve Emniyet Genel Müdürü ile görüşürler: Boykot yanlış, ama istekler haklıydı.
Ancak boykotun devamından yana olanların boykotu sürdürmeleri üzerine okulun
kapatılıp Enstitü öğrencilerinin kadroya gönderilme sürecinde kendisi de bedel
öder, alelacele Konya iline sürgün/tayin edilir. (Konya/Seydişehir’de, -Hizmet
otosu verilmeyip Seydişehir’e otobüsle 4 saatte yalnız başına ulaşarak- kimsenin
yapamadığını başarıp, kamyon eylemcilerini ikna ederek yolun trafiğe açılmasını
sağlar.)
4 aylık
Konya macerasının ardından yeniden Ankara’ya eski birimine döner. İstihbaratta
şube müdür yardımcılığına terfi etmesinin ardından 3’lü kararname ile Ankara
Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atanmasının ardından 1974-1975 yıllarında Ankara
narkotik şube müdürü, ardından asayiş şube müdürlüğü yapar. (Asayiş ekipleri için gönderilen
minibüslerde birlikteliği sağlamak için siyah-beyaz renklerle boyamayı uygun
bulur, ancak Beşiktaş kulübünün üyesi/taraftarı olması nedeniyle farklı
algılanır. Zaten O, farklı platformlarda Beşiktaşlılığını öne çıkaracak,
Onlarında Ünal abisi olacaktır.)
1977 yılında Ankara’da merkez görevine, 1979’da emniyet müdür yardımcılığı rütbesine terfi
etmesinin ardından İstanbul emniyet müdür yardımcılığına atanır. Siyasi ve
asayiş hizmetleri ekiplerle birlikte kendisine bağlıdır.
1980 Eylülünde (12 Eylül harekatından bir hafta önce),
İstanbul emniyet müdür yardımcılığından 38 yaşında terfian Ankara il emniyet
müdürlüğüne atanır. 4 yıllık Ankara Emniyet Müdürlüğünün ardından 1984 yılında müdür
yardımcısı olarak görev yaptığı İstanbul iline emniyet müdürü olarak atanır. İstanbul
Emniyet Müdürü olarak da 4 yıllık bir görev sürecinin ardından 1988 yılında
Edirne Valisi olarak atanır. O’nun için artık yeni bir süreç başlar, Emniyet
Teşkilatı geride kalmış mülki amir olarak görevlendirilir. 1991 yılında 3 yıllık Edirne Valiliğinin
ardından 30 yıllık üniformasını taşıdığı/kendi yetişmiş olduğu kuruma Emniyete,
Genel Müdür olur. Emniyet Genel Müdürü olarak (9.7.1991-18.2.1992) görev yaptığı kısa süreçte kurumsallaşma çerçevesinde birçok şey sığdırmağa çalışır. Polis kolejlerinin -sayısının artırılması hatasını giderme açısından- sonradan açılanların
kapatılmasını sağlar. 1980 sonrası tehlike görülmeyip yol verilen FETÖ
yapılanmasına ta 1991 yılında darbe vurur. Akademi kuralarındaki usulsüzlüğe/kayırmacılığa
gece saat 24’de bizzat el koyarak engel olur. Soruşturma başlatıp ceza
almalarını sağlar. (Sonraki süreci
hepimiz biliyoruz, bırakın Emniyet Teşkilatını Ülke olarak uçurumun kıyısından
döndük!)
Sonrasında rütbe terfilerinde -benimde içerisinde bulunduğum birçok rütbelinin mağduriyetini önlemek
adına sınav silsilesinde kayırmacılığın alenen yapıldığı- mülakatların kaldırılması ile İKK (İstihbarata karşı koyma)
adı verilen ve teşkilatın üvey evladı konumuna getirilen personeli üzerinde
demoklesin kılıcı gibi kullanılan bir fişlemenin sonlandırılması süreci
yaşanır.
Emniyet Genel Müdürü görevi uzun sürmez. 1992
yılında Ülkenin zor günlerinde OHAL bölge valisi olur. 1992-1995 yılları
terörün pik yaptığı yıllardır. 3 yıllık sıkıntılı bir süreç ve görevin ardından
memuriyet ve bürokrasi görevine noktayı koyar. Artık Emniyet ve Mülki hizmetler
sona ermiş yeni bir kulvara geçmiştir. Yıllarca yaşadığı mesleki ve bürokratik
deneyimlerini siyaset arenasına taşıyacak, 20. Dönem Ankara milletvekili olarak
TBMM çatısı altında parlementer olacaktır (24.12.1995-18.4.1999). Parlamentoda
grup adına 7-8 konuşma, birkaç da gündem dışı konuşma yapar. 1996 yılında 53. Hükümet
kabinesine girerek Devlet Bakanı olur (6.3-28.6.1996). (Filiz Hanım ile evliliğinden 3
çocuk babası olurken, sonrasında torun sahibi dede olacaktır.)
İl emniyet müdürü olduğu zaman büroda
oturmaz, Görev mahallinde arkadaşlarıyla birlikte olur. Hatta bir gün önceden
olay yerinde egzersiz yapar, sonrasında da değerlendirme ve özeleştirisinde
bulunur. Karakolları gezer, hem o semtin özellikleri hakkında bilgi
edinir, hem de personelin durumunu yerinde görür, dinler, sorunlarına yardımcı
olmaya çalışır.
Memuriyet hayatı boyunca, cumhurbaşkanı,
başbakan, bakan, genel müdür ve valilerden çok sayıda takdirname alır. Aynı
şekilde birçok maaş taltifi ile ödüllendirilir. Diyarbakır’da adının verildiği
ilköğretim okulu var. Bölge valisiyken yaptırdığı polis helikopter alanına adı
verilir.
Ayrıca
“Hizmette Başarı”, Terörle Mücadelede Üstün Başarı”, “Türk Kültürüne Hizmet”,
“Türk Sporuna Hizmet”, “Yılın Bürokratı”, “Halkla İlişkilerde Başarı” vb.
nedenlerle tarafına verilen belgeli ödüller, plaketler bulunur.
O’nun
en önemli şiarı: “Halka gideceksiniz,
halkın gelmesine imkan vereceksiniz, halkı anlayacaksınız, halkı duyacaksınız.”
Aslolan insanları yaşarken değer
kılmaktır!
Emniyet
Teşkilatının yetiştirdiği seçkin insanlar ve değerler arasında yer alan Ünal
ERKAN; bir Polis Koleji mezunu olarak meslek kariyerini Müdürlükten Valiliğe,
Vekillikten Bakanlığa taşıyıp taçlandırır. Emniyet Teşkilatının/Kolejlilerin
ilkler gururu olarak başarı öyküsü ile tarihe geçerken, sadece Kolejlilerin değil Türk ulusunun bağrında kendine yer bulacaktır. 10.12.2019
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.