31.1.21

KADİR CANBELDEK ANISINA

 

“Yaş, çok çok önemli çok önyargılı olmamak lazım, Allah hepimize zihinsel ve fiziksel sağlıklı yaşlılık nasip etsin…”  (13 Ocak 2021) Kadir CANBELDEK

KADİR CANBELDEK ANISINA...

‘Polis Koleji orijinli 1973 Polis Enstitüsü/Akademisi mezunu kısaca 73’lü abilerin bende ayrı bir yeri var. (Özer Altan/rahmetli M.Akif abimin ortaokuldan arkadaşı, rahmetli A.Gaffar Okkan/İzmir stajından, Süleyman Ulus, Mehmet Koca/Çanakkale görevinden vd…) 1975’de gurbete Ankara’ya/Koleje geldiğimde, 1973 Kara Harbokulu mezunu abim o dönem Kolejle bitişik olan Jandarma subay okulundaki eğitimini tamamlayıp Teğmen olarak Sivas’a atanırken, çocukluk arkadaşı Özer Altan abilerle beni tanıştırır. Kolej günlerimizde Ayrancı’daki bekar evlerine uğrarken, (Cumhur Yıldırım, Şeref Oktay/73, Tuncay Özkul/78 ilk etapta tanıdığım/tanıştığım ağabeyler), kültür altyapımızda bu evlerin katkısı olacaktır.’

Kadir Canbeldek/73’lü kendi dönemi, arkadaşlık/dostluk/insani ilişkileri ve de onu yakından tanıyanlar için çok özel bir şahsiyet. 1952 Denizli/Yatağan doğumlu, 1967 Polis Koleji girişli 1973 Polis Enstitüsü Mezuniyet sonrası Polis Kolejinde 1973-74 yıllarında sınıf komiserliği yapmasının ardından çok sevdiği ve sonrasında yaşamını sürdüreceği İzmir iline atanır. Bu arada Ankara Hukuk Fakültesini de bitirmiştir. (Sonrasında 1976 yılında TODAİE eğitimi nedeniyle 1 yıl kadar Ankara’da kaldığı arkadaşlarına ait ev benimde uğrak yerim olan Özer abilerin evidir.) İzmir sonrası Kars ilinde görev yaparken, -çok sevdiği/çocukluğunu/gençliğini verdiği- Emniyet Teşkilatından 1983'de ayrılıp sivil yaşama geçerek İzmir’de Avukatlık yapar.

Onunla görevde/sonrasında yollarımız hiç kesişmez. Ta ki Cumhuriyet’in 100. Yıl etkinlikleri kapsamında -Kolej Platformu tarafından organize edilen ve benim açımdan emeklilik sonrası birnevi Kolej buluşması olan 29 Ekim haftası ile- 10 Kasım 2019 günü/akşamında Ankara’da karşılaşır, yanına gidip kısa bir sohbet ve sağlık durumu ile ilgili bilgilenirim.

Sonrasında paylaşımlarımda, yazılarımda özellikle gazete yazılarımda beni ilk tebrik edenlerin başında yer alır. “Cumhuriyet aydını olarak aydınlatıcı yazılarınızı takip etmeye çalışıyorum, kutluyorum” şeklindeki onure edici sözleri, ‘acıyı paylaşmanın kolay, başarıyı takdir etmenin zorluğunu’, kısacası egoizmi anımsatır.

17 Ocak 2021 Pazar sabahı Kadir Canbeldek abimiz ile telefon görüşmemizde hastalığının son 1 aylık süreçte nüksedip durumunun biraz ağırlaştığını ve hastanede olduğunu, yazılarımı/paylaşımlarımı beğendiğini ve özellikle Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan yazılarımı beğeni ile takip ettiğini söylerken sesi biraz ağır ve yorgundu. Bir arkadaşının (16 Haziran 2020’de yaşamını yitiren araştırmacı/yazar Metin Aydoğan) kitaplarından göndermek için adresimi istemişti. Konuşmakta zorlandığı için sadece kendisini dinlemekle yetinerek sağlık/şifa ve kolaylıklar dileğinde bulundum. Yaklaşık 5.5 dk süren konuşmamız ister istemez beni etkilemişti. Çünkü bu hastalık/kanser türevi, insanlar/insanlık için zorlu bir mücadele, çetin bir sınavdı. Hele bir abinizin/yakınınızın/arkadaşınızın son yolculuğunu birebir yaşamışsanız, daha da zordu.

Hastane/tedavi durumunu kimseyle paylaşmamamı tembih ettiyse de ben İzmir’de bulunan Mustafa Acar/73 ve Ömer Kılıç/77 ağabeylerle hastalık durumunu paylaştığımda onlarında süreci takip ettiklerini ve üzgün olduklarını anladım. Tabi ki ardından kendisi ile ilgili duygularımı whatsapp üzerinden biraz uzun sayılabilecek bir metin halinde paylaşırken, ‘sağlık mücadelesinde kolaylıklar vede sağlıklı günlerde görüşebilme’ dileklerimi ilettim. Cevaben, “Güzel ve onur verici duygu ve düşünceniz için teşekkür ederim” şeklinde karşılıklı yazışmamızı “Gökkuşağı” emojini ile sonlandırırken dostları/sevdikleri ile birer birer vedalaşmakta olduğunu hissettim.

19 Ocak Salı sabahı Ömer Kılıç abimizin Kadir Abinin yoğun bakımda olduğunu ve zorlu bir sürece girdiğini üzülerek söylemesi üzerine, 2 gün öncesinde görüştüğüm/mesajlaştığım Kadir abimin daha da zorlu bir sürece girdiğini, yoğun bakım denilen Araf’ta yaşam mücadelesi verirken, (Kadir abinin emanetlerini Günay Uslu ağabey ve Yusuf Fidan kardeşime ulaştırırken, Mustafa Acar ve Ömer Kılıç yanında A.Galip Savaşır ve Hüseyin Şahin abiler ilede hastalık sürecini paylaşmıştık.) Yaşam kadar sonlanmasının da bizim elimizde olmadığı gerçeğinin bilinciyle, Dualarımız onunla idi!

Ölüm ergeç hepimize ulaşacak. Ama erken ama geç. Güzel eserlerle/çalışmalarla/anılarla/yardımlaşmalarla/dostluklarla ve de erdemli bir insan olarak ayrılabilenlere ne mutlu! Aslolan insanları yaşarken değer kılmaktır.

(Bende bu bağlamda; büyüklerim/arkadaşlarım/dostlarım ile hayatın akışı içerisinde fırsat yaratıp ziyaret ederek/arayarak, çok özelde de biyografi/portre şeklinde yazarak, tarihe not düşmeye çalışırım.)

Hayat akıp gidiyor. Akıp giden hayatın hergün aramızdan birimizi, -yakınlarımızı/ sevdiklerimizi/dostlarımızı- alıp sonsuzluğa götürürken, son yolculuğunda yanında olamamanın burukluğuyla, kendimizce birşeyler yazarak/paylaşarak vefa/gönül borcu yanında, birbirimize enerji/moral vermeye çalışıyoruz.

Değerli Ağabeyimiz, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı Kadir Canbeldek’e;

Allah'tan rahmet dilerken, Ailesi/yakınları/sevenleri/dostları/meslektaşları ve de Kolej camiasına başsağlığı/sabırlar diliyorum.

Toprağın bol, ışıklar yoldaşın olsun Değerli Ağabey...

(31 Ocak 2021)

Remzi KOÇÖZ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.