1.11.23

İÇİMİZDEN BİRİ: GÜNAY USLU

 Körşah

“Amaç ve uğraş sorundan uzaklaşmanızı sağlar, unutturur, bir hedefe yöneltir.”

“Yazmak; kimine göre delilik, amelelik, bilgelik, yalnızlık, toplumdan kaçmaktır. Bana göre ise bir tutku tarihe not düşmektir.”

“Geçmişi ve geleceği sık sık düşlemek, umudu beslermiş.”

“Herkes ne der diye kaygıya düşersen, herkese benzersin. Herkesten farklı olursan başarırsın.”

“Yaşam için verilen savaşımın, satranç oyununa benzediği, her iki oyunda da sonucu aklın, hayat bilgisinin ve cesaretin belirlediği…”

“Kullanmadığın/kullanamadığın zaman dilimlerini yeniden kazanma şansın yok.”

“Hayat dersinin hapı yoktur; hayat yaşatarak öğretir.”

“Her yanı çile ve sorun dolu bu hayatı, bir avuç iyi insan yaşanır hale getiriyordu.”

“Haklı olmaktan doğan güçten, daha büyük bir güç yoktur.”

“Yersiz, yanlış bir müdahale. Müdahaleye gerek kalmadan halk bunları zaten kendi iradesiyle düşürecekti. Bizimkiler demokrasiyi istemeyen yabancıların oyununa geldi.”

“Milliyetçilik de dinde yoksul ve eğitimsiz bırakılmış halka sürekli yutturulan bir afyondu. Yıllarca uygulanan tecrit politikası sonucu ülkede ırkçılaşma ve dinselleşme yaygınlaştı.”

“Oyuna gelenler; yalnız kendilerine değil, gelecek kuşaklara da zarar verdiklerinin ayırdına varamamışlar.”

“Bilinçli bir kuşağın yok edilmesinin telafisi mümkün olmaz. Bunun gelecekte ülkeye zararı sanıldığından ağır olur. Devlet cahillerin eline düşer; yönünü şaşırtıp yanlış rotalara sokulur. Yönetilemez bir ülkeye dönüşür ve belki de yıkıma sürüklenir.”  (Günay USLU / “Körşah”, Kitapyurdu Doğrudan Yay., İst. 2020)

-----------------------------------------------------------

Yukarıda alıntıladığım cümleler, satır aralarında özlü/anlamlı sözler olarak bellekten damıtılarak,

hap olarak kullanıma hazır, bilgece yerleştirilmiş kitabını sayfalarına. 

20. yy'ın tam ortasında doğan yazarın 3 yıl önce 70’inde çalışmalarını kitaplaştırıp okurlarla buluşturması, ‘70’inde bile ağaç dikmeli insan’ minvalinde takdire şayan bir çaba, başlı başına bir başarı öyküsü.

"Gavur Adası”, “Tansık”, “Barış Köprüsü" isimli yaşam hikayeleri tadında kitapları ardından  "Körşah" isimli kitabını /romanını da bir çırpıda okudum. Tabi ki bir sayfalarını çize çize. Tıpkı bir makale/inceleme yazısı gibi.

Üçlemenin ardından “bende varım ve yazarım” iddiasıyla ödüllük bir çalışma.

Olaylar, anlatım, tasvirler özellikle tabular konusundaki (adaletsizlikler/kadınlar/cinsellik gibi) kalemini yürekli buldum.

Yazmak başlı başına bir sorumluluk.

Yaşananları tüm çarpıklığı ile anlatmak ise ayrı bir cesaret ve yürek işi.

Körşah; Tarihsel/ulusal/bölgesel yaşanabilecek yaşanmışlıkları aktarma konusunda kendine özgü bir çalışma.

Edebi/anlatım açı(sın)dan günümüz romancılarını (Ayşe Kulin, Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit,  Nedim Gürsel gibi) bile kıskandırabilecek düzeyde bir yapıt.

Hayaller ve gözlemler beceri/ustalık gerektiren betimlemelerle, gerçekler kurgular içiçe geçercesine bezenerek sayfalar içerisinde akıp gidiyor.

Körşah, bir devirden öte 100 yıllık bir süreci, tarihsel dönemler dışında siyasi ve sosyolojik açıdan da irdelerken, kuşaklar arası çelişkileri/çatışmaları yüreklice ortaya koyuyor.

Sonuçta; Başarılı bir çalışma, Özgün  bir yapıt.

(Tabiki eleştirilecek kısımlar/hususlar olacaktır!)

Emeğine/yüreğine/beynine sağlık,

Sağlıkla/sağlıcakla ve üretkenliğinle kal,

Sevgili Günay Uslu Ağabey…

(05. 07. 2023)

Remzi KOÇÖZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.