10 NİSANLAR
“Türk Polisine;
Dün sizin hali tavrınızda mertlik
ve erkeklik, yürüyüşünüzde intizam ve
ciddiyet, size olan haklı itimadı kuvvetlendirdi ve herkesi memnun etti. Çünkü
herkes biliyor ki ve bilmelidir ki, Polis ile Jandarma Kuvvetleri vatandaşlara
huzur ve sükun temin eden, Cumhuriyetin kanunlarına ve medeniyet düşmanlarına
karşı kullandığı bir kalkandır. Binaenaleyh, Cumhuriyet kanunlarına, memleketin
huzur ve asayişine karşı gelebilecek ve vatandaşların hürriyetine tecavüz
edebilecek her şeririn kafası behemehal bu kalkana çarpmalı ve
parçalanmalıdır.” M. Kemal
ATATÜRK
Ülkemiz de Çocuklarla 23 Nisan,
Gençlerle 19 Mayıs, Askerlerle 30 Ağustos, Halkla 29 Ekim tarih olarak-takvim olarak özdeşleşmişse;
Polislerle de 10 Nisan tarihi takvim olarak özdeşleşmiştir.
Bazı
tarihler, bazı insanlar için farklılıklar yaratır. Farklı anlamlar taşır,
farklı duygular yaşatır, tutku haline gelir. 10 Nisan tarihide benim için,
benimle ayni yılları-ayni kaderi paylaşanlar için farklı bir tutkudur... Bir dönümdür,
bir coşkudur, bir vurgudur... Bir yaş daha büyütür bizleri. Polisin bayramını
kutlayan, ilkleri oluşturan bir ülkeyiz.
Dünyanın diğer ülkelerinde görülmeyen bir bayram kutlanır bizim ülkemizde.
Gerçi bir yılı ele aldığımızda her günün bir anlamı, bir sahipleneni oluyor.
Tarihsel önemleri dışında kuruluşların özel günleri vardır. İşte bunlardan
biride Polis günüdür, Polis bayramıdır.
10 Nisan'la ilk tanışmam, Kolej-Akademi
yılları;
1975 yılında Polis Kolejine girişimizden 7 ay sonra Polis
Teşkilatının 131. kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. 1976 yılı sömestr-şubat tatili sonrası 10 Nisan hazırlıkları
başlıyor, Okul bahçesinde boy sırasına göre diziliyoruz. Boyumun uzun olması
nedeniyle ilk takımda yer alıyor, yürüyüş koluna seçiliyorum. Kolej, o
yıllarda Anıttepe’de Enstitü ile iç içe, Jandarma ile bitişik
olarak kullanılan yerde bulunuyor. Okul bahçesinde sınıf komiserlerinin
komutları ile çalışmalara başlıyoruz. Zamanla sıralarda fireler oluştukça bir
ön sıraya geçiyoruz. İlk çalışmalarımız sonrası herkes yerini buluyor. Dahili
kıyafetlerle çalıştığımız için sorun yok. 10 Nisan yaklaştıkça provalara harici
kıyafetlerle katılıyoruz. Bu kez başımızda şapka ile yürürken bocaladığımız
oluyor. Şapkayı düşürmemek için efor sarf ediyor, şapkamıza konsantre
oluyorduk. Son provalarda trampet
takımının yerini bu kez bando takımı alıyor. Her prova sonrası daha da iyiye
giderek güven kazanıyoruz.
Gerçi, Türk toplumu asker bir milletin
geleneğini yaşamaktadır. İlk ve Orta okulda bayramlarda- izci grubunda daha
çocuk yaşlarda komutlara alışıyoruz. Rahat-hazır ol- uygun adım
marş-sol-sağ-sol-sağ-sol... şeklinde okul idarecilerimizin komutlarına
uymaya çalışıyor, bazen tökezliyor, bazen de arkadaşlarımızın ayaklarına
basıyorduk. Bu kez dikkat sağa bak komutunda sağa bakarak yürürken sıraların
bozulup, arkadaşların ayaklarına basma olayını yaşıyoruz. Son provaya çıkarken
beyaz tozluk ve eldivenler dağıtılıyor. Ayrıca hafta boyunca değişik
etkinliklerde düzenleniyordu. Türk Polis
Teşkilatı 131. yıldönümünü 10 Nisan 1976 günü kutlarken, bizde
resmi geçit yürüyüş kolunda bu gururu yaşıyorduk. İlk kez Polis Koleji
öğrencisi olarak başkent Ankara’ da lacivert-kırmızı kordonlu tören
kıyafetlerimizle caddeleri geçerek
Emniyet Genel Müdürlüğü önünde
konuşlanıyor, ardından tören birliğini
Genel Müdür ve İçişleri Bakanı denetliyor.
Evet, bu 10 Nisanda başlayan yürüyüş kolu
görevi Kolej de (3), Akademi de
(4) olmak üzere 7 yıl kesintisiz
sürüyor. Bazen yürüyüş kolundan kaytarmak aklımızdan geçmiyor değil. Biz
yürürken yürüyüş kolunda olmayan arkadaşlarımız yol boyunca bizlere alkışları
ile tempo tutuyor, çiçek atıyorlar. O zaman tribünde olmak yerine oyunda
olmanın farklılığını yaşıyoruz.
Kadroda
Yaşadığım 10 Nisanlar;
1982
yılında, öğrenciliğimiz sona
erip mezun olup kadrolara dağıtılıyoruz. Kadroda ilk 10 Nisanı 1983 de Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde buruk bir şekilde yaşıyorum.
Ankara’nın o coşkulu havası burada yok.
Kadroda toplam on polis memuru var. Adi adımlar- la Atatürk anıtına yürüyor
çelenk koyup saygı duruşu sonrası karakola dönüyoruz. Bizi gören bir kısım
esnaf ziyarete geliyor. Bir tek karakol önüne 10 Nisanı belirten bir afiş
asıyoruz. O yıllarda pek afiş, broşür
vb. tanıtıcı malzemeler ilçelere gönderilemiyor. Bir sonraki yıl 1984 tarihinde Çanakkale’de yürüyüş
kolunda görev alıyorum. Bu biraz daha coşkulu geçiyor. İl Merkezi olması
nedeniyle kalabalık bir ortam oluşuyor.
(O yıllardaki Terör olaylarının etkisine-gölgesine
rağmen bölge halkının ilgisi eksik olmuyor. )
1990-1993 yılları arası 10 Nisanları Denizli’nin Güney ilçesinde
kutluyoruz. Güney’deki ilgi ve coşku ilk yıllarda Bozova’dakinden daha az
oluyor. Daha sonraki yıllar
etkinlikleri geliştirip ilçeyle bütünleşince ilgi ve katılım artıyor.
1994-1997 yılları arası 10 Nisanları Aydın’ın İncirliova ilçesinde
kutluyoruz. Bu ilçede her yıl birbirinden daha görkemli kutlamalar
gerçekleştiriyoruz. Bu yörenin insanı daha bir farklı yaklaşıyor, bir hafta
boyunca etkinlikleri şölene dönüştürüyoruz. Bir sonraki yıl düzenlemeleri için
toplumun farklı kesimlerinden öneriler alıyoruz. O yıllarda yerel TV ve
radyoların yaygınlaşması daha geniş kitlelere ulaşmamızı sağlıyor. Sportif
turnuvalar (Koşu-Pinpon-Bisiklet-Atış vb.), sosyal, kültürel faaliyetler
(resim-şiir-kompozisyon-bilgi yarışması-satranç turnuvası), Ziyaretler
(Okullar, Huzurevi, Çocuk Yuvaları, Şehit Aileleri) gerçekleşiyor.
(1995 yılında 150. yıl etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen masa tenisi turnuvası daire
amiri düzeyinde de ilgi görünce büyükler kategorisine katılıyor, İkincilik kazanıyorum.)
1998- 2003 yılları arası 10 Nisan’ları (6) yıl boyunca Erzurum’da
kutluyoruz. İlk (5) yıl kutlama komitelerinde etkin olarak görev alıyor, Halkla ilişkileri yoğun yaşıyor, dolu dolu
bir haftayı etkinliklerle donatıyorduk.
Son olarak 158. yıl kutlamalarını, 2003
yılının 10 Nisan’ını ise daha yoğun yaşayacaktım. İl Emniyet Müdür Vekili olarak
geçmiş yıllarda gerçekleştirdiğimiz etkinliklerden daha yoğun yaşıyorum.
Polis radyosu, TRT Erzurum Radyosu, yerel radyo ve televizyonlarda canlı yayın programları
gerçekleştiriyoruz. Spor karşılaşmaları (Güreş, Futbol, Voleybol, Masa tenisi,
Polis koşusu, Atış müsabakaları), Sosyal-kültürel etkinlikler (resim, şiir,
kompozisyon yarışmaları, öğrenci gençliğe yönelik panel-konferans çalışmaları)
Huzurevi, çocuk yuvaları, şehit aileleri, şehitlik ziyaretleri, okul
ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Valiliğin ağaç ve orman kampanyasına destek
veriyor, Özel Harekat şubesinin konuşlandığı alanı ağaçlandırarak geleceği yeşillendiriyoruz.
10 Nisan günü; Tören programı çerçevesinde
hareket ederek, Erzurum’da resmi törenlerin gerçekleştiği havuz başında
protokole, teşkilata, katılımcılara teşkilatı temsilen günün anlam ve önemini
belirtir bir konuşma yapıyorum. Ardından Cumhuriyet caddesinde resmi geçit
töreni gerçekleştiriliyor. Tören bitişi sonrası polis evinde ikramlar, ardından
da Müdüriyet makamında tebriklerin kabulü gerçekleştiriliyor.Hafta boyunca tüm
hizmet otolarımızı, binalarımızı,
Cumhuriyet Caddesini bir bayram edasıyla süslüyor, bayraklarla donatıyoruz. Bir
hafta dolu dolu yoğun tempoda etkinlikler gerçekleştiriyoruz.
10 Nisanla ilgili izdüşümler;
10 Nisanların başka bir anlamı da teşkilatın
toplumdan ve yönetimden beklentileridir. Nasıl bayramlarda çocuklar
büyüklerinden ilgi, sevgi, hediye beklerse, polis teşkilatı da hizmet vermiş
olduğu toplumdan ilgi, sevgi, saygı görmek isteyecektir. Yönetimden de
Teşkilatın içsel sorunlarının çözümünü isteyecektir. Özlük haklarının, atama ve
terfi sıkıntılarının çözümlenmesini, çalışma koşulları ve ekonomik açılardan
iyileştirmeler bekleyecektir.
(Her biri ayrı bir değerde, her biri ayrı
bir anı dağarcığıdır.)
Evet,
dile kolay değil, yıllar yılları kovalıyor...
Koleje girdiğim 1975 yılından 2004 yılına kadar
geçen 10 Nisanlarda ya yürüyüş kolunda, ya komitelerde, yada komite başkanı
olarak görev almıştım. Yıllar
önce öğrencilik günlerimde kaytarmayı düşünüp de kaytaramadığım, aksine bütünleştiğim 10 Nisanla bu kez genç
jenerasyonun eforlarını, dinamizmini izlemenin kıvancının yanında; üç kuşak bir
arada olmanın coşkusunu da yaşayacağım. Geçmişten-Emekli Ağabeyler,
Bugünden-Biz çalışanlar, Geleceği temsilen Genç Kolejli-Akademili öğrenciler...
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.