‘1982 yılında Polis Akademisinden mezuniyet sonrası
görev yaptığım yerlerde 10 Nisanlarda konuşma metni ya da yazı hazırlarken
pembe tablolar çizmesem de gelinen süreci gelişme olarak addediyor, geleceğe
umut bağlıyordum. Ancak geçen zaman diliminde çok ağır yol alındığını görsem de
“böyle gelmiş böyle gitmez/gitmemeli” perspektifinden kendimi alamıyordum.
Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün,
1930’lu yıllarda dile getirmiş olduğu; “Başarılarda gururu yenmek, felaketlerde ümitsizliğe direnmek lazımdır”
sözleriyle gelişmeleri pekiştirmeye çalışıyordum. Bu duygu ve düşüncelerle
teşkilatın son çeyrekte yaşamış olduğu sorunları irdeleyerek yaşanan
gelişmeleri özet olarak paylaşmak istedim.’
EMNİYET
TEŞKİLATINA İLİŞKİN
-Verimli İnsan Kaynakları Yönetimi Bağlamında-
GENEL DEĞERLENDİRME
1937 yılında çıkartılan 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanunu ile bugünkü “Taşra Teşkilatı” yapısı oluşturulmuş ve birçok yeni hizmet
birimleri ihdas edilmiş, çalışan personel sayısı 6048’e ulaşmıştır[1].
Bugün doğal olarak sayısal açıdan 300 binlere ulaşan teşkilatın kendi içsel
sorunları olacaktır. Çağa, gelişmelere, zamana göre yeni değişikliklere ihtiyaç
duyulacak, yeni yeni düzenlemelere gidilecektir. Özellikle teşkilat yasası ile
ilgili yeni düzenleme ve iyileştirmeler önem arz edecek, dikkat çekecektir.
3201 Sayılı Emniyet teşkilatı kanununu günün koşulları
doğrultusunda düzenlemek amacıyla yıllardır çalışmalar yürütülmüştür. Tamamı
üzerinde olmasa da ek maddeler halinde, KHK’ler şeklinde değişiklikler
gerçekleştirilmiştir. Üzerinde en çok oynanan, değişime uğrayan konulardan
birincisi “Atama”, ikincisi
ise “Rütbe Terfi”dir. Bu
iki konuda yapılan değişiklikler uzun süre uygulanamadan bir yenisine geçiş
yapılmıştır. Yapılan her değişiklik bir yenisini doğurmuştur. Her değişim
uygulamada kısa süre içersinde sıkıntılar, huzursuzluklar yaratmıştır ki;
yenisine, yenilerine ihtiyaç duyulmuştur [2].
Sübjektif kriterlerden öte objektif, rasyonel
bir yapıyı gerçekleştirmek, uygun olanı, en iyiyi yakalamak için uygulamada
aksayan hususların tespit edilerek yürürlükte olan sistemin tıkanıklığı
giderilmeye çalışılmalıdır. Teşkilat yapısındaki piramidin yeniden gözden
geçirilerek, masaya yatırılması kısa, orta, uzun vadede gelinecek noktalar
tespit edilerek yeniden yapılanma daha sağlıklı temellere dayandırılmış olarak
gerçekleştirilebilir.
“Hukuk Devleti ilkesi, Devlet faaliyetlerinin belli
ölçüde belirli olmasını zorunlu kılar. İdareye gelince, İdarenin davranışlarının da belli ölçüde belirli, yani
idare edilenlerce önceden görülebilir olması gerekir. İdare, kanunların
kendisine belli bir serbestiye sahip olduğu konularda da, bu konuları tüzük,
yönetmelik gibi idari metinlerle objektif bir biçimde düzenlemek veya sürekli
uygulamaları ile hukuki istikrarı tesis etmek ve buna uymak zorundadır. Buna ‘Düzenli idare ilkesi’ denmektedir.” [3]
Bu noktada Emniyet
Teşkilatının geçmişten günümüze yaşanan sorunlar paralelinde teşkilat
yasasındaki geçerliliğini yitirmiş hususları kaldırarak[4]
geleceğe yönelik de ‘Düzenli idare
ilkesi’ çerçevesinden sapmayarak ihtiyaç duyduğu ve duyacağı düzenlemeleri
gerçekleştirmelidir.
“Düzenli İdare İlkesi her şeyden önce Anayasanın 10
uncu maddesinde yer alan eşitlik ilkesinden kaynaklanmaktadır. Anayasanın bu
maddesine göre, idare makamları tüm faaliyetlerinde eşitlik ilkesine uygun
hareket etmek zorundadırlar. O halde, İdare serbestiye sahip olduğu konularda
da, aynı veya benzer durumlarda olan kişi ve olaylar hakkında eşit uygulamayı
sağlamak için objektif düzenlemeler yapmak veya müstakar uygulamalarda bulunmak
zorundadır. İdarenin bu amaçla yapacağı objektif düzenlemelere uymaması veya
haklı bir neden olmaksızın müstakar uygulamalarından ayrılması, sahip olduğu
serbestisini düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin dayandığı eşitlik ilkesine
aykırı bir biçimde kullanması anlamına gelecektir.” [5]
Buna göre; İdarenin bir
bütün olarak sürekliliği söz konusudur. Kurallarla sık sık oynanması,
değiştirilmesi kurala ve kural koyucuya karşı güven duygusunu sarsacak, yönetim
zafiyetine yol açacaktır. Ortaya çıkan belirsizlikler, deneme-yanılmadan öte
bir sistem dahilinde çözümlenmelidir. Her alanda sayısal bazda belirlilik
oluşturulduğu zaman sübjektif yaklaşım ve yapılanmalar ortadan kalkacaktır.
Yapılacak olan değişiklik öncesi teşkilatın alt düzeyine kadar görüş alınması
sonrası bir sentez yakalanarak, demokratik
bakış açısı gerçekleştirilebilir. Bu
durumda uygulamalar geneli rahatsız etmeyecek, karamsarlık yaşanmayacaktır.
Herkes kendi hakkına, kaderine razı olacak, sık sık değişikliğe de gerek
kalmayacaktır.
Modern toplumlar mesleklerde profesyonelliği
öngörmektedir. Polislik mesleği her ne kadar asker gibi hiyerarşik bir
yapılanmayı barındırsa da profesyonellik kaçınılmazdır. Profesyonelliğin ölçütlerine baktığımızda
(Huntington Samuel P.-1957) “Kurumsallık, Sorumluluk ve Uzmanlık” [6] olmak üzere üç ana
öğe karşımızda durmaktadır.
Hiyerarşik yapıdaki çarpıklığın giderilmesi amacıyla
TMK[7]
yerine Norm Kadro[8] uygulaması ortaya atılmıştır. Norm
Kadro, ”standart hale getirilmiş, tipleştirilmiş kadro ve görev” olarak
tanımlanmaktadır[9].
Daha geniş açıdan baktığımızda Norm kadro, iş analizlerine ve iş/görev
tanımlarına dayanılarak yapılan değerlendirmeler sonucunda, kuruluşların
ihtiyaç duydukları optimal kadroların, unvan, sayı ve atanacak personelde
aranacak nitelikler yönünden, standart bir şekilde belirlenmesi ve kural haline
getirilmesidir.[10]
Yeniden yapılanmanın başlangıcı da sayılan Norm Kadro
çalışması örgüt analizini önemsemektedir. Örgüt analizinin ardından örgüt
şemasının ortaya konması ya da yenilenmesi hedefler açısından olmazsa
olmazlardandır. Örgüt analizi birbirini tamamlayan iş analizi ve iş tanımını da
ortaya koymaktadır. Bunların ardından iş ölçme ve iş düzenleme tekniklerinin
uygulanması ile verimlilik artırılarak etkinlik sağlanması öngörülmüştür.
2000’li yıllarda büyük umutlarla ortaya çıkan ve bu
alanda yapılan çalışmaların 2003 yılı sonlarında tamamlanmasının ardından,
uygulamada kurumun başarısının en önemli paydası gözüyle bakılan Norm Kadro uygulaması çok ilginç bir şekilde
-uygulamaya geçemeden- durdurulmuştur[11].
Bu kez, ortaya çıkan belirsizliğin giderilmesi
amacıyla ‘EGM Teşkilat Yapısının Geliştirilmesi’ ile ilgili farklı bir süreç
başlar. TMK uygulaması ve Norm Kadro çalışmalarından elde edilen birikimle
‘Birimlerin standardizasyonu ve dinamik teşkilat yapısının
sağlanmasına yönelik’ çalışmalara başlanılmıştır[12].
90’lı yılların sonlarına doğru bilimsel çalışmalarda
kaleme alınan “Türk polis teşkilatı da
politik müdahalelerin söz konusu olduğu teşkilatlardan birisidir ve bu
müdahaleleri gösteren yadsınamaz göstergeler mevcuttur“, “polis teşkilatını ve
çalışmalarını en fazla olumsuz etkileyen grup politikacılardır”[13]
şeklindeki araştırma sonuçları; “Her
şeyden önce polisin yoğun bir siyasal etki altında olması, siyasal etkilere
karşı savunmasız oluşu profesyonelleşmenin önündeki ciddi engellerden
birisidir. Bu personel alımlarında, yer değiştirmelerde, terfilerde ve üst
makamlara atanmada siyasal etki yadsınamaz”[14] şeklindeki
değerlendirmeleri ortaya koymuştur. O günlerden bu günlere epey yol alınmasına
karşın gelinen nokta da; mensuplarınca, “hep
‘sahipsiz’ olduğu değerlendirilen Polis Teşkilatının okyanuslar ortasında
yapayalnız bırakıldığının düşünüldüğü”[15] duygusu da yaşananların
yansıması olarak sorunlar hanesinde yer almaktadır.
Bugüne kadar yeni teşkilat yasası olarak hazırlanan
taslaklar dosyalardan ve çekmecelerden öte gitmezken konuyu bir sayfalık
makalesiyle mizahi açıdan Cin’ce yaklaşan bir meslek büyüğümüzün:
“Ben 1960’lı
yıllarda Emniyet Teşkilatına girdim. Kırk yıl çalıştım. Bizim 04.06.1937
tarihinde yürürlüğe giren 3201 sayılı, “Emniyet Teşkilatı Kanunu” isimli, 98
maddeden oluşan bir yasamız var.
Bu kanunun;
a)Birinci
maddesi, “Memleketin umumi emniyet ve asayiş işlerinden Dahiliye Vekili
meshuldur” şeklindedir. Emniyet Teşkilat yasası ile İçişleri bakanı şahsen
sorumlu tutulmuştur. (Doğrudan kişisel sorumluluk diğer bakanlarda var mıdır?);
b) 7, 17,
18, 19, 23, 24, 25, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 44, 45, 46, 48, 49, 57, 58,
92 maddeleri olmak üzere 23 maddesinin tamamı veya bazı fıkraları “Mülga”dır
(İptal edilmiştir).
c) Diğer
maddeleri çeşitli tarihlerde değiştirilmiştir,
e) 25 adet
Ek Madde ilave edilmiştir,
f) 21 Geçici
Madde eklenmiştir.
g) Çevik
kuvvet ve Özel Harekat Şubeleri farklı kanunlar ile kurulmuştur.
h) Trafik
Zabıtası, Karayolları Trafik yasası ile oluşturulmuştur.
k) Kriminal
Polis Bölge Laboratuvarı Bölge Kuruluşu “Karayolları Trafik Yasası” ile
olmuştur.
Görüldüğü
gibi 1937 yılında çıkan 3201 sayılı yasa, zaman içinde “Kırk yamalı bohça”
halini almış ve yetersiz kalmaktadır”[16] tespitleri bütün çıplaklığı ile
yaşanan süreci gözler önüne sermektedir.
Bu arada günümüz dünyasında yönetim yapısına damgasını
vuran “Yönetişim” anlayışı karşımıza çıkmıştır. Yönetişim tanımı ise, politika
ve yönetim birlikteliğini ortaya koymaktadır [17].
Emniyet Hizmetleri sınıfı 657 sayılı DMK çerçevesinde
bir meslek olarak sayılmıştır. Bu kanun dışında yeni bir personel kanunu ile
(TSK, MİT, Hakimler Kanunu gibi) yapılandırılması durumunda kurum işlevleri ve
yetkiler yeniden tanımlanabilir. Bu konuda kendi personel yasası çıkartılıncaya kadar EGM için 657 sayılı
kanunun geçerli olacağına dair atıf bulunmaktadır[18]. Başka bir açıdan
bakarsak bu hüküm, Emniyet hizmetlerinin diğer hizmetlerden ayrı tutularak yeni
bir yasal düzenleme yapılmasına olanak tanımıştır.
‘Teşkilatın Yeniden
Yapılanması’ olarak değerlendirdiğimiz süreç ve hususlar günümüzde Emniyet
Teşkilatının görev, yetki, sorumluluk ve faaliyetlerinin açık ve
net bir şekilde belirlenerek, “Emniyet Müsteşarlığı”
adıyla kurumsallaştırılması, sistemin siyasal düşüncelerden etkilenmesinin
önlemesi; Çağdaş Hukuk sisteminde yeri olan, kanun tekniğine uygun ‘Tek Metin’
halinde; kanunlaştırılmasının kaçınılmaz olduğu değerlendirilirken, bunun
yanında; “Bu yasa geleceğe yön verecek bir yasadır. Siyasi
ve sair mülahaza ile hareket edilmemelidir. Popülizm yapmak, Mülki idaredeki
görevlilere yeni kadrolar açmak için yapılacak değişikliklerin, Emniyet
Teşkilatı hizmetlerinin verimliliğini olumsuz etkileyeceği, daha önce yapılan
uygulamalar ile bilinmektedir. Bu hususlara özellikle dikkat edilmelidir” şeklinde kaygılarda
dile getirilmektedir.[19]
Yukarıda yer verilen açıklamalardan da anlaşılacağı
üzere hizmette etkinlik ve verimliliğin sağlanması, personelin motive edilmesi,
çağımızda yönetimde yeni bir model olan yönetişim anlayışının hayata
geçirilebilmesi açısından ilgili mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması ve
kurumsal statünün üst seviyeye çekilmesi zarureti ortaya çıkmıştır.
[1] ERDOĞAN
Fevzi, “Milli Mücadele ve Cumhuriyetin Kuruluşunda Türk Polis Teşkilatı”, Çağın
Polisi Dergisi, Sayı. 85, Ocak-2009,
[2] Sınav sistemi
ve değerlendirme kurulları objektif/adilane bir bakış açısı getirmek amacıyla
İyi niyetle hazırlanan düzenlemeler olsa da; -uygulamada uygulayıcıların istismarına yol
açarak- olumsuz/sübjektif sonuçlar doğurarak amacına ulaşamayınca,
kural-dışılık önlenemeyince kurtuluş
eskiye dönüşte aranmıştır.
[3] BALTA T.B., İdare Hukuku, Genel Konular,
(Ankara 1970-1972), s.84
[4] Emniyet
Teşkilatı Kanunu içersinde günümüzde geçerliliğini yitiren maddelerin
kaldırılmasında yarar olacaktır. Örnek
olarak 15. maddeyi ele alacak olursak; emniyet teşkilatı içersinde eğitim
seviyesi özellikle amirler açısından geçmişe nazaran büyük bir aşama
kaydetmiştir. Mastır ve doktora yanında ikinci fakülte mezunu olanların sayısı
giderek artmakta, ayrıca hukuk ve siyasal mezunu amirlerimizde bulunmakta,
Hiyerarşik yapılanmadaki piramit neredeyse tersine dönmüş durumdadır. Bu
nedenlerle günümüzde uygulanma imkanı kalmayan adeta mülga konumunda yer alan
15. madde de geçerliliğini yitirmiş bir madde olarak karşımızda durmaktadır.
3201 S.K.
Madde 15-Beşinci, altıncı, yedinci ve
sekizinci meslek derecelerine dahil emniyet
teşkilatı mensuplarından yüksek mektep
mezunu olanlar kaymakamlıklara muadildir.Bunlar arasında Siyasal Bilgiler Okulu
veya lise muadili tahsil görmüş hukuk mezunları kaymakamlıklara ve aynı
derecedeki kaymakamlar da emniyet müdürlüklerine naklen veya terfian tayin
edilebilirler. Dördüncü
ve daha yukarı meslek derecelerindeki emniyet
teşkilatı memurlarından yüksek tahsil görmüş olanlar, maaşlarının miktarına
göre o maaşı alan Dahiliye memurlukları derecelerine muadil
memurluklara naklen veya terfian tayin olunabilirler.
[5] GÜNDAY Metin, İdare Hukuku, Devlet
Faaliyetlerinin Belirliliği-Düzenli İdare İlkesi, (7.Bası),Ankara 2003, s.44-45
[6] SÖZEN
Süleyman, “Polis ve Profesyonellik”, Polis Bilimleri Dergisi, C.6 (3-4), 2004
[7] TMK (Teşkilat, Malzeme, Kadro) 1982 yılında yürürlüğe
girmesine, zaman içersinde değişiklikler yapılmasına rağmen hukuki olarak 1997
yılında geçerliliğini yitirmiştir.
[8] CAN Feyami, “Emniyet Teşkilatında Norm Kadro
Çalışmaları”, Polis Dergisi, s.35,
Nisan-Mayıs-Haziran 2003.
Tüm kurumların Norm Kadro uygulamasına belli bir
plan doğrultusunda geçmesi Bakanlar Kurulu’nun (06.11.2000/1658, Resmi Gazete
20.12.2000/24266) kararı ile kabul edilmiştir. EGM’nin Norm Kadro çalışmalarını
01.10.2002 tarihinde başlatıp 30.09.2003 tarihinde sonuçlandırması öngörülmüş,
Emniyet Teşkilatı Mart 2002 itibariyle çalışmaya başlamış Aralık 2002
itibariyle tamamlayarak, 29.05.2003
tarihinde Devlet Personel Başkanlığına brifing sunulmasının ardından çalışmalara devam edilmiştir.
[9] Kamu
Yönetimi sözlüğü, TODAİE yayını, Ankara, 1998
[10] BİLGİN,
K. Ufuk-AYTÜRK Nihat, “Türkiye’de Kamu Kuruluşlarında Norm Kadro”, Türk İdare
Dergisi, Mart-2003, sayı-438, s.159.
[11]
EGM Teşkilat Yapısının Geliştirilmesi – TMK Çalışmaları ile İlgili Bilgi Notu:
Norm Kadro
çalışması, 14.10.2003 tarihinde tamamlanmış, EGM birimleri yönüyle geçerli
güncel teşkilat yapısı “Emniyet Genel Müdürlüğü Fihristi” olarak 29.10.2003 tarihinde
Bakanlık Makamınca onaylanmıştır. Pol-Net’te paylaşıma açılmış, personel bilgi
sistemi ile birleştirilerek teşkilat yapısına uygun personel istihdamı için
Personel Bilgi Sistemi ile eşgüdümü sağlanmıştır. Ancak, Bakanlar Kurulunca
30.10.2003 tarihinde Norm Kadro Çalışmalarının durdurulması kararlaştırılmış
olup, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün çalışmaları durdurulmuştur. Bu doğrultuda
oluşturulan yeni cetveller yürürlük kazanamamıştır.
[12]
Bkz. Bilgi notu
Mevcut Emniyet Genel Müdürlüğü birimleri
Kuruluş, Görev ve Çalışma yönetmelikleri ve uygulamanın pratiği yönüyle TMK’nın
(T)’si olan teşkilatı standartlaştırma çalışmaları Strateji Gel.Daire
Başkanlığı Teşkilatlanma Şube Müdürlüğü tarafından, (M)’si olan malzeme boyutu
Döşeme ve Düzenleme yönergesi ve ikincil düzenlemeleri ile malzeme standardı
çalışma ve sorumluluğu İkmal Bakım ve İnş. Emlak Dairesi
Başkanlıkları ve özel alanlarda ilgili Daire Başkanlıklarınca birlikte
sağlanmaktadır. (K)’sı olan kadro ve personel boyutu halen yürütülmekte olan iş
yükü temsil kriterleri çalışmaları ile Personel Dairesi Başkanlığı tarafından
sürdürülmektedir.Anılan alanlardaki getirilecek uygulama standardı düzenleme
ile ilgili koordinasyon gerekleri, EGM politikalarındaki uyumun sağlanabilmesi
için konu EGM Strateji Çalışma Grubu olan İnsan Kaynakları çalışma alt grubunun
alanına dahil edilmiştir.Ayrıca 01.01.2006 tarihli Bakan Onayı ile yeniden
düzenlenen Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı Teşkilatlanma Şube Müdürlüğünde
birimlerin standardizasyonu ve dinamik teşkilat yapısının sağlanmasına yönelik
çalışmalara başlanmıştır.
[13] GÜLTEKİN Recep ve ÖZCAN Yusuf Ziya, “Türkiye’de
Polis ve Politika İlişkisi”, Polis Bilimleri Dergisi, C.1 (4), ss. 2004
[14] SÖZEN
Süleyman, “Polis ve Profesyonellik”, Polis Bilimleri Dergisi, C.6 (3-4), 2004
[15] DALDA Vehbi, “Emniyet Teşkilatında
Nasıl Bir Yeniden Yapılanma?” Çağın Polisi Dergisi, Sayı. 27, Mart 2004.
[16] TUTKUN,
K.Yücel, “BİR TUTAM MİZAH ! …( 12 )”, Çağın Polisi Dergisi, Sayı. 70, Ekim-2007
[17] KIZILCIK, Recep, “21. Yüzyılda Yönetişim ve Kamu
Yönetimi”, Türk İdare Dergisi, Mart-2003, sayı-438, s.191 (World Bank (1994),
Governance: The World Bank’s Experience, Washington D.C., S. VII.)
[18] 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
Ek Geçici
Madde 54 - (Ek madde: 19/02/1980-2261/5 md.)
Emniyet
Örgütü mensupları hakkında uygulanmakta olan 657 s. DMK; ek ve değişiklikleri,
ilgili kanun hükmünde kararnameler ve bu yasalara dayanılarak yürürlüğe konulan
yönetmelikler hükümlerinin kapsamına giren konular, Emniyet Örgütünün hizmet ve
kuruluşunun nitelik ve özelliği gözönüne alınarak özel bir kanunla
düzenlenir.Bu düzenleme yapılıncaya kadar, Emniyet Örgütü mensupları hakkında
halen yürürlükte bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
[19] TUTKUN, K.Yücel, “EMNİYET MÜSTEŞARLIĞI ”, Çağın
Polisi Dergisi, Sayı. 85, Ocak-2009.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.