Emniyet Teşkilatından Bir Portre: ŞEVKET
AYAZ…
1993 yılının
baharında, Denizli-Güney İlçe Emniyet Amiri olarak görev yaparken il merkezi
polisevinde içişleri bakanının katılacağı bir toplantıda dönemin İçişleri
Bakanı İsmet Sezgin’in yanında kendinden emin, güven veren, ağır bir duruş
sergileyen, dinamik görünümlü bir kişi
dikkatimi çeker. Sempatik tavırlarıyla da öne çıkan bu kişiyi uzaktan tanımaya
çalışırken, adını daha önce İstanbul Trafik Şube Müdürü olarak duyduğum, polis
dergilerinde trafik konulu yazılarını okuduğum yani gıyabında tanıdığım bir
meslek büyüğümüz olan, Aydın Emniyet Müdürü Şevket Ayaz olduğunu öğreniyorum.
Çok geçmeden 6
ay sonra eşimin Aydın-İncirliova ilçesine tayini nedeniyle benimde Aydın
kadrosuna atamam yapılır. 2003 Eylül ayı itibariyle İl Emniyet Müdürü Şevket Ayaz’ı
makamında ziyaret ederek birebir yakından tanıma fırsatı bulurum. İncirliova
ilçesine istihdamım sonrası Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe’nin bir
ilköğretim okulu açılışı için ilçeye gelişine ilişkin alınan tedbirler ilk
sınavım olur. Sonrasında İl Emniyet Müdürümüzün İlçe Emniyet Amirliğini ziyaret
ederek bizleri onurlandırmasının ardından il merkezine gidişlerimizde müdüriyet
makamı birinci adres olmuştu. Makamında bizi karşılaması, karşımızdaki koltuğa
oturarak -araya mesafe koymayıp- rahatlatması, rütbelerinden öte kişiliğiyle
bir otorite oluşturmanın tipik örneğiydi. Bu davranış karşısında bizde görev
bölgemizde ister istemez daha özverili bir çalışma, daha çok efor sergilemek
durumunda kalıyorduk. Bundan önce 5 ilçede görev yapmış, gözden ırak gönülden
ırak benzeri çoğunlukla üvey evlat muamelesi görmüştük. İncirliova da ise merkeze
yakınlığımızın da avantajı ile durum biraz farklılaşmıştı.
Hemen hemen
aylık brifingler şeklinde il merkezinde toplanır, akşamları da eşli olarak
yemekte bir araya gelirdik. Onun dışında yıllık çalışmalarımızı yerinde
denetlemek üzere sırasıyla heyet halinde ilçelere gelerek brifing alır,
sorularla bize katkı sağlarken, çalışmalarımızı yakından takip ederek bizleri
onurlandırır, yerel TV, radyo ve gazetelerde icraatlar yanında farklı
etkinliklerle sesimizi duyurmamızı destekler, öne çıkmamız konusunda bize
öncülük ederdi.
Müdürümüzle
görev yaptığım süreçte yönetim, anlayış, beceri, temsil açılarından çok şeyler
öğrenirken geçmişin açığını kapatıyordum.
Belki de daha önceki çalışma atmosferlerinde bu kadar gözlemci olamamış,
gerilimler yaşamış, resmiyet adı altında itilip-kakılmanın cenderesinden
kurtulamamıştım.
Siyasilerle
olan gerilimlerde bize siper olur, şikayetleri göğüsler, bize yansıtmamaya
çalışırdı. Her nevi toplantı, yemek vb. etkinliklerde Müdürümle karşılaşmaktan,
aynı ortamı paylaşmaktan haz alırdım. Eşi Habibe Hanım ve kızlarıyla, örnek bir
aile profili olarak karşımızdaydı. Ne kaprisli müdürler gördük, bırakın aynı
ortamda bulunmayı, konuşmayı, yanlarına yaklaşmak, dert anlatmak nafile, adeta
çarpılmamak için kendilerinden kaçılırdı.
1994 yerel seçimleri arifesinde Müdürümle yaşamış olduğum
bir anımı 2008 yılında Çağın Polisi Dergisinin 74. sayısında “Sigaranın
Hatırlattıkları” başlıklı
yazı içerisinde kendisinin engin hoşgörüsüne sığınarak paylaşmıştım.
1995 yılında
emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi etmiş, İncirliova
ilçesinin de ayni yıl amirlikten müdürlüğe dönüşmesiyle ilçede kalmıştım. O yıl
Müdürümüzün öncülüğünde, Emniyet teşkilatının 150. kuruluş yıldönümü anısına
Aydın Emniyet Müdürlüğünün faaliyetlerini, merkez ve ilçe teşkilatlarını
tanıtıcı “Aydın Polisi” isimli bir dergi yayınlanmıştır. Müdürümüzün Emniyet Teşkilatına
-hizmet binasından, araç gerecine kadar- kazandırdığı çok şeyler vardır ancak
en önemlisi de ‘saygınlık’ olmuştur.
Yaklaşık 3,5 yıl
birlikte görev sonrası 1997 yılının başlarında İl Emniyet Müdürümüzün, Emniyet
Genel Müdür Yardımcılığına atanmasına sevinirken, bir yandan da böyle güzide
bir insandan ayrılmanın burukluğunu yaşadım. Ankara’ya yolumuz düştüğünde
makamında ziyaretimizde, bizim için Aydın’da bırakmış olduğu sıcaklıktaydı,
değişen bir şey yoktu. 2003 yılı kışında ise Erzurum da görev yaparken birkaç
günlüğüne şehre gezmeye geldiğinde kendisiyle geçmişi yad etme fırsatı
bulmuştum.
Sonrasında Ankara da, Hukuk Müşavirliğinde, 2005 yılında Yüksek Değerlendirme Kurulunda 1.sınıfa
terfimizin görüşülmesi öncesi, Müdürümüzle yollarımız yeniden çakışır. 10 yıl
öncesi, Aydın ilinde mahiyetinde görev yaparken 4. sınıf emniyet müdürlüğüne
terfi etmiştim. 10 yıl sonrasında ise bu kez 1. sınıfa terfi aşamasında Yüksek
Değerlendirme Kurulunda üye olarak karşıma çıkmıştı. Yani 10 kişilik Kurulda
sadece bir isim birebir beni tanımaktaydı. Kurulun ilk günkü toplantısı geç
saatlere kadar sürünce kendisini o gece istirahata çekilme aşamasında telefonla
aradığımda “sen rahat ol” demesi benim için çok anlamlıydı. Çünkü terfi psikozu
nedeniyle uyku tutmuyor, içim içimi yiyor, tüm terfi beklentisi olanlar gibi
bende sabırsızlanıyordum.
Müdürümüz, meslek
sürecinde, rütbe ve unvanından öte her zaman kişiliğiyle, birikimiyle sadece
meslektaşları tarafından değil, bürokrasiden iş dünyasına kadar farklı
çevrelerce takdir edilen, saygı gösterilen bir şahsiyet olarak hep örnek olmuştur. İl Emniyet Müdürlüğü ve Emniyet Genel
Müdür Yardımcılığı makamları yanında Trafik Hizmetleri Başkanlığı döneminde de
“temsil” yönünden hep zirvededir. Her zamanki vakurluğunu, beyefendiliğini hiç
bırakmamıştır.
Balkanlar’dan, Makedonya/Üsküp’ten Anadolu’ya, İzmir’e göç eden bir
ailenin çocuğu olarak Polis Koleji sonrası 1966 yılında başlayan memuriyet
hayatı, 1969 yılında Polis Enstitüsü/Akademisi’nden mezuniyet sonrası polis
amiri olarak değişik rütbe ve unvanlarla Ankara,
Balıkesir, Aydın, İstanbul, Elazığ gibi ülkenin değişik illerinde görev yapmış,
Aydın Emniyet Müdürlüğü (1992-1997), Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı
(1997-1999) ve Polis Başmüfettişliği görevlerinde bulunmuştur. 1976 yılında Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün
iki yıl süreli Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Uzmanlık Programını bitirerek “Kamu
Yönetimi Uzmanı” unvanının ardından 1989 yılında Siyasal Bilimler İletişim
Fakültesinde doktorasını tamamlayarak “Dr.” unvanını almıştır.
Asaletinden
asla ödün vermeyen bilgi, görgü ve kişiliğiyle öne çıkan bir görev adamı
olarak; finali de dimdik bir şekilde tamamlayıp, 2006
yılında emekli olmuştur. O, bir fiil 40 yıl üniformasını taşıdığı
mesleğinden emekli olduktan sonra da durağan bir yaşamı seçmeyip, İstanbul
ilinde kendine sosyal alan ve statü yaratarak, bundan sonraki yaşamını
anlamlandırmaktadır.
Emniyet
teşkilatı bugüne kadar seçkin insanlar yaratmış, sayısız değerler
yetiştirmiştir. Şevket Ayaz müdürümüzün
de bu değerler arasındaki yeri müstesna olup, örnek bir büyüğümüz olarak gönlümüzdeki
yeri her zaman saygın kalacaktır. (2011)
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.